Hak Bir Gönül Verdi Bana Şiiri - Yunus Emre

Yunus Emre
176

ŞİİR


1010

TAKİPÇİ

Hak Bir Gönül Verdi Bana

Hak bir gönül verdi bana ha demeden hayrân olur
Bir dem gelir şâdân olur bir dem gelir giryân olur

Bir dem sanasın kış gibi şol zemheri olmuş gibi
Bir dem beşâretden doğar hoş bağ ile bostân olur

Bir dem gelir söyleyemez bir sözü şerh eyleyemez
Bir dem dilinden dür döker dertlilere dermân olur

Bir dem çıkar arş üzere bir dem iner taht-es-serâ
Bir dem sanasın katredir bir dem taşar ummân olur

Bir dem cehâletde kalır hiç nesneyi bilmez olur
Bir dem dalar hikmetlere Câlînus u Lokmân olur

Bir dem dev olur yâ peri vîrâneler olur yeri
Bir dem uçar Belkîs ile sultân-ı ins ü cân olur

Bir dem varır mescitlere yüz sürer anda yerlere
Bir dem varır deyre girer İncil okur ruhbân olur

Bir dem gelir Îsâ gibi ölmüşleri diri kılar
Bir dem girer kibr evine Fir'avn ile Hâmân olur
.
Bir dem döner Cebrâil'e rahmet saçar her mahfile
Bir dem gelir gümrâh olur miskin Yunus hayrân olur

Yunus Emre
Kayıt Tarihi : 28.7.2002 23:36:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Hikmet Çiftçi
    Hikmet Çiftçi

    ÜZÜLDÜM…
    .
    “GÜNÜN ŞİİRİ” YETKİLİLERİNDEN BİR DÜZELTME RİCASINDA BULUNAYIM.
    LÜTFEN ŞİİRİ BENİM DÜZENLEDİĞİM ŞEKLİDE BEYİTLER HALİNDE KAYDEDİNİZ.. DOĞRUSUNU KAYNAK GÖSTEREREK YAZDIM.

    “HAK BİR GÖNÜL VERDİ BANA” veya uyaklarına göre “HAYRAN OLUR – GİRYAN OLUR” diyebiliriz şiirin başlığına.
    ‘HAK’a hakikaten gönül vermiş bir ermişe, dervişe, Hak âşığına böylesine rencide edecek sözler söylenmesine, neredeyse küfür edercesine hakaret edilmesine gönlüm razı olmadı.
    Yunus Emre cahilin cahilliğini, kaba sofunun sofuluğunu, din bezirgânı kesilenin yobazlığını, inançsızın inançsızlığını yüzüne vurmaz. Kendi üzerinden misaller verir şiirlerinde. Kendisi öyleymiş gibi anlatır doğruları, Hak yolunu.
    Allah’ın yarattığı hiçbir canlıyı kırmak, üzmek, rencide etmek onun anlayışında yoktur.
    Tabiattaki her şeyin, her zerrenin Allah tarafından yaratıldığına kesinlikle ve şuurluca inanır. Onun için istisnasız her şeye “Rabbim ne yaratmışsa güzel yaratmıştır. Her ne var ise Rabbimin eseridir” felsefesiyle bakar mevcudata.
    Kötüleri yaratan da Allah, iyileri yaratan da…
    Tasavvuf ’un kurucusu Ahmet Yesevi’den en son mutasavvıfa kadar, gerçek mutasavvıfların, Allah’tan başka ne aşkları, ne meşkleri olmuş. Kur’an’dan başka, Hz. Muhammet’ten başka rehberleri, yol gösterenleri olmamış.
    Tasavvuf’un İslam felsefesinden başka bir şey olduğunu düşünmek akıl kârı değildir. O zaman müfessirlere ve yaptıkları tefsirlere de inanmamak lazım. İlm-i hallere de inanmamak lazım. Âlimlerin İslam ilmi adına yazdıklarına da inanmamak lazım.
    Mezheplere, mezhep kurucularının sözlerine, gösterdikleri, izledikleri yollara da inanmamak lazım. Yüzlerce, binlerce “sünnet”e, “hadis”e de inanmamak lazım.
    Bir şeyleri gönüllere kazımak için en sade, en anlaşılır, en etkili şekilde anlatmak lazım gelir. Bunun en güzel yollarından biri şiirle dile getirmektir. Dörtlükler, beyitler mıh gibi akıla çakılır, yüreklerde sıcak fırtınalar estirir. Unutulmaz…
    Madem “cahil Müslümanlar” deniliyor, öyleyse neden cahillik sebebi yazılmıyor?
    Sadece, Kur’an’ı kıraatine göre “tecvitli” okumak, Arapça bilmeyenler için anlamış olmak mı oluyor?
    Tam da bu noktada anlayanların tefsirlerine, ilimlerine, ruhlarına, yürek seslerine ihtiyaç olduğu muhakkak.

    BİRAZ DA ŞİİR HAKKINDA BİRKAÇ SÖZ SÖYLEYELİM.
    Şiiri ilk okuduğumda, bu şiir Yunus Emre şiiri olamaz dedim. Yunus, şiirlerinde genellikle uyaklara hâkim olmasına rağmen, rediflere de oldukça fazla yer vermiştir. Zira anlam daha ön plandadır şiirlerinde.
    *
    ELİMDEKİ DÖRT KAYNAK KİTABA “YUNUS EMRE” KİTABINA BAKTIM.
    AHMET KABAKLI’nın 3. Baskı kitabında şiiri bulamadım. Bütün kitabı incelemem gerekirdi.
    FATİH BASUT’un kitabında antoloji’de olduğu gibi verilmiş. Yani dörtlükler halinde. -YANLIŞ-
    RIDVANOĞLU –Erhan Yayın Dağıtım’ın yayımladığı kitapta “BEYİTLER” halinde verilmiş.
    SEVGİ GÖKDEMİR – AYVAZ GÖKDEMİR’in Yunus Emre - GÜLDESTE, kitabında ise “BEYİTLER” halinde verilmiş.
    Doğrusu da zaten “BEYİTLER” halinde olanıdır.
    Normal kafiye sesleri “–ân” sesleridir. Beyitler “olur” redifleri ile tamamlanmıştır. Ayrıca beyitlerde iç kafiye vardır.

    “Bir dem dalar hikmetlere Câlînus u Lokmân olur”
    “Calinus ve Lokman” hikmet sahibi hekimlerdir. “Calinus” özel isimdir, ilk harfi büyük yazılır.

    NOT: Yaşadığımız korkunç felakette hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.
    Milletimize geçmiş olsun diyor, bir daha böylesi büyük felaketler yaşatmaması için Rabbime dua ediyorum.
    “GEÇMİŞ OLSUN TÜRKİYEM”

    Hikmet Çiftçi
    09 Şubat 2023
    *
    ŞİİRİN BEYİTLER ŞEKLİNDEKİ DOĞRU ŞEKLİ AŞAĞIDADIR.
    . . .
    Hak bir gönül verdi bana ha demeden hayrân olur
    Bir dem gelir şâdân olur bir dem gelir giryân olur
    .
    Bir dem sanasın kış gibi şol zemheri olmuş gibi
    Bir dem beşâretden doğar hoş bağ ile bostân olur
    .
    Bir dem gelir söyleyemez bir sözü şerh eyleyemez
    Bir dem dilinden dür döker dertlilere dermân olur
    .
    Bir dem çıkar arş üzere bir dem iner taht-es-serâ
    Bir dem sanasın katredir bir dem taşar ummân olur
    .
    Bir dem cehâletde kalır hiç nesneyi bilmez olur
    Bir dem dalar hikmetlere Câlînus u Lokmân olur
    .
    Bir dem dev olur yâ peri vîrâneler olur yeri
    Bir dem uçar Belkîs ile sultân-ı ins ü cân olur
    .
    Bir dem varır mescitlere yüz sürer anda yerlere
    Bir dem varır deyre girer İncil okur ruhbân olur

    Bir dem gelir Îsâ gibi ölmüşleri diri kılar
    Bir dem girer kibr evine Fir'avn ile Hâmân olur
    .
    Bir dem döner Cebrâil'e rahmet saçar her mahfile
    Bir dem gelir gümrâh olur miskin Yunus hayrân olur
    .
    Yunus Emre

    Cevap Yaz
  • Cihat Şahin
    Cihat Şahin

    Vahdet-el vücut denen sapık tarikatın sadık ve önde gelen isimlerinden olan bu zat, saçmalamalarında o kadar ileri gitmiş ki, vazifeli meleklerin dışındaki meleklerin bile ulaşamadıkları Arş'a (Allah'ın bi-misal tahtına) kadar ulaşmış, hatta -haşa ve kella- onun üstüne bile çıkmıştır. Bununla da iktifa etmemiş, kendini İsa peygamber'in yerine koyarak, sırf ona mahsus olan ölüleri diriltme mucizesine imza atmaya kalkmıştır. Bunu da kafi görmeyerek, Kendini -haşa ve kella- dört büyük melekten birisi olan ve vahiy işleriyle vazifeli olan Cebrail -a.s-'ın yerine geçirerek her mahfile rahmet saçmaya kalkar. Bununla da iktifa etmeyen bu kişi, muharref (tahrif edildiği için Allah tarafından hükmü kaldırılan) İncille halkı irşad(!) etmeye tevessül eder. Bu görev de kendisini kesmeyince Allah'ın ebedi cehennemliklerden kılıp helak ettiği sahte ilah Firavun ve onun yakın adamı Hamanlığa özenip kendisini onların yerine koymaya kalkar. Bu kadar sapık ve gayr-i dini ve gayr-i mantıki eylemlere imza atmak istemesinin tek nedeni, mensubu olduğu sapkın tarikatın sapık fikirlerine meşruiyet kazandırmak ve ayetten hadisten bi-haber olan avamları hak yoldan çıkarıp kendi sapık yoluna ısındırmaya ve özendirmeye çalışmaktır. Zira,Onların inandığı tarikata göre, Musa -a.s.- ile Firavun arasında bir fark olmadığı gibi, son hak kitap olan Kur'an ile muharref İncil arasında da bir fark yoktur. Yine onlara göre kainattaki cümle mahlukat ve mevcudat -haşa ve kella- Allah'ın vücudun parçalarıdır ve cüzleridir. Dolayısıyla da, Firavun da, Musa da Nemrut ta İbrahim -.a.s- da, Muhammed -s.a.v- de Ebu Cehil de, cennete gideceklerdir. Çünkü Allah kendi vücudunun parçaları olan bu kullarını cehenneme değil ancak cennete koyardı. Muhyiddin el-Arabi denen zat bu gibi sapık fikirleri bizzat sözde tefsirine koyarak, cahil müslümanları acayip bir sapıklığın girdabına atmıştır. Cümlesine, Lanetullahi aleyh!

    Cevap Yaz
  • Fakir Kul
    Fakir Kul

    teşekkürler

    Cevap Yaz
  • Taylan Uzar
    Taylan Uzar

    Bir dem döner Cebrâil'e
    Rahmet saçar her mahfile

    böyle klavuzlara rağmen, gelinen duruma şaşırıyorum...

    Cevap Yaz
  • Aslı Kurukaya
    Aslı Kurukaya

    Manasını Anlayabilmek isterdim , bilmediğim birçok kelime ,öğrenmek gayretim var elbette .Ruhu şad olsun ..

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (41)

Yunus Emre