Sabah dokuz akşam altı
İşle ev arası
Bir de gönül yarası
İşte benim gerçeğim
Bu sabah yine
doğduğun yerde değildim
ama çok yakın
senden çok uzakta
kurulmamış düşler
çıkardım yola
gecenin ortalarında
Unutuşun o gizemli, sessiz ve en kuytu
Dehlizlerine de gitse zihnim
Çaresiz anımsar yüzünü
Adın, bir kor gibi yanar geçer dilimden
Ne o dağ başındaki orman yolu
Ne hayallerimdeki alıç ağaçlarının gerçekliği
aşk kimi gün
alim ile cahili
sevgi ile nefreti
uzun ile kısayı
fakir ile zengini
kan davalıları
Sorma böyle hep aynı kavislerde
Dolanıp dururken düşüncelerim
Deli divane
Ve ellerim muhtaçken ellerine
Bozup kaderin oyununu
Sevgimi yolluyorum sana
Sabrı tükendi beklemelerimin
Bugün isyan çıktı yüreğimde
Çekti kılıcını bütün umutlar
Bir bir üzerime çullandı
Sessiz çığlıklar
Fayda vermedi ne öfke zırhım
alın yazımla oynayanlar
sinsice beni
bir on birden vurdular
hapsedip bir artı birlere
çelikten çemberlerle
senden kalma bir sebebin
tozunu alıyorum
okşar gibi
sana bir ben sadığım
göz bebeğim
bir ben özlüyorum
dibe vurmuşken umutsuzluğum
dalıveren kimsesizliğime sessizce
sen miydin
eline dokunan ben
yüzümü avuçlarına alan
sen miydin
Oynaştı rüzgarın kanattan elleriyle
Ruhunun yangınları buluştuğu dallarda
Yükseldi doruklara
Çözüldü bulutlardan acıtan damlalarla
Karanlık dehlizlerden süzülerek
Karıştı topraklara
hanımefendi şiirlerinizi bir solukta okudum.hepsi birbirinden güzel.tebrik ediyor ve daha nice güzel şiirlere diyorum.