Güneş batıp giderken dağların ardında
Ufuklar bu batışla karanlığa dönecek gibi
Sessiz çığlıklar sinmiş sinelere
Yok mu haykıracak ulvi sevgiyi.
Bulutlar kaplarken semanın tümünü
Topraklar hasrettir bir damlacık suya
Yağmaz yağmurlar insanoğluna küskündür
Dökmelidir gözyaşlarını ruhuna oysa.
Karanlıklar içinde geçen zamandır yaşanan
Aşacak nice tepeler vardır enfusi alemde
Ey eşref-i mahlukat nedir bu gaflet
Asıl gayenin şuuruna er bir an önce.
Nefis denen anafor yutmadan bedeni
Ruhu pak eyleyip lekelerden arındırmalı
Yapraklar da sararıp dökülürken dallardan
Tek hakikat olan ölüm unutulmamalı.
Yeniden doğarken güneş dağların ardından
Kendini fethetmiş insanların habercisi gibi
Zafer sesleri yankılanıyor artık ruhlarda
Hadi haykıralım öyleyse ulvi sevgiyi.
Mayıs 2010
Abdulvahap YıldızKayıt Tarihi : 31.5.2010 14:45:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
O 'ulviyi sevgiyi' haykıracak o kadar insan, 'eşref-i mahlukat' var ki, neden seslerinin çıkmadığını inanın siz gibi şahsen ben, daha milyonlarca insan kafa yoruyor... Bu sessizlik neye delalettir, neyin işaretidir merak konusudur...
Ama bilinir ki, 'kısa süreli' durgunluklar yaşanır, kara günler her zaman aydınlığa çıkar...
Genç Şair Kardeşim, duygularınızın canlılığına, içinizdeki 'ulviye sevgiye' hayranlık duyuyor, sizi kutluyorum... Şiirinize hakettiği verilecektir.. Zaten antolojimde...
Sevgiler, saygılar, selamlar size...
TÜM YORUMLAR (10)