Kazancı karı masrafını düştükten sonra yekunu kurtarnaz, ettiğin tuttuğun işlediğin insanlık yaşama zahmetine değmez diye, hayatın akışını gelişini gidişini çökük çürük yıkık kof köhnelere kurup radarlayarak söndür gitsin hayatın ve dünyanın çırasını kafasına kıyak kontrolü temposu talimi tezahüratı taraması hiç bitmeyen karmaşa ve çatışmaların travma trafikli leh ve aleyhinden sökünüp her durumun uyar ayarına hucum eden artısı eksisi gayet kaypak oynak kayıtsız nötürken karambol batış kaçınılmaz bitiş mutlaka ören virandır..
Böylesi bozuk yapılı kişiliksizliktir, halini haysiyetini önemseyip umursamaz, muhataba bahisi değerden saymazsın, saymadığın kadar da topuğunda dibinde gölgende büzülür bulaşır bükülür kıvranır dolanır ve dolaşır senden yumuşak yüz buluncaya kadar sürünür depinir düşük çaplı prototip profil.
Edemez dayanamaz dizin topuğundaki dolaşımın ricası minnetine insan seviyesinden saydığın bildiğin inandığın itibara ilişkin ve hatıra muhabbet mevzu kurarsın ; çeker eşdelerliliğin onuruna çıkarır kabul edersin , bu sefer de tepene çıkar haddini seviyesini aşar sanki senmişsin de dengesi bozuk çapı ekseni düşük gibisine yapısındaki bozukluğu değişemeyen tavır tutum yaklaşımlarla kendi yerini seninle takas etmenin kirini pisini rezaletini ve kepazeliğini sana yapıp yazmaya kalkışır.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta