VEDA HAZIRLIKLARI
Yarın yolculuk var diye bu akşam hiç yatmadım. Çünkü yatarsam erken kalkmam zorlaşacak. Gece 00,30 a kadar otelin önünde arkadaşlarla muhabbet ettik. Sonra Ahmet arkadaşımı kaldırdım. Yürüyerek Mescid-i Nebeviye gittik. Ve hemen “Cennet Bahçesi” diye tarif edilen Peygamber Efendimizin (SAV) kabri ile minberi arasındaki yeşil halılarla döşenmiş yer. Sair zamanlarda bulabildiğimiz bir yerde kısa bir zaman için (2 rekat namaz kılana kadar) rica minnet bulabildiğimiz yerler, ne kadar sakindi. Kapılar yeni açılmıştı. Bu kadar sakin ilk defa görüyorum burasını. İstediğimiz yerde bir çok defa ikişer rekat namaz kıldık. Bu arada yavaş yavaş gelenlerde oluyordu. Keşke şimdiye kadar bu taktiği uygulasaydık. Ne kadar rahat oluyormuş.
(Aşk İkliminde Medine-i Münevvere havasını teneffüs eden dostlara; bu tavsiyemi dikkate almalarını özellikle tavsiye ediyorum.)
Oradan Efendimizin sohbet ettiği mekana geçtik. Kabirlerinin arkası. Takriben 70-80 metrekare, zeminden bir karış yüksek; bizim müezzinlerimizin bulundukları bölüm gibi. Orada da Kur’an okuyup kaza namazı ve nafile namazları kıldık. Hiç kimseyi incitmeden, kırmadan, rahat bir şekilde ve istediğimiz kadar huzurla ibadet etmenin şerefine nail olduk. Gece uyumadığım için uyku iyice bastırınca bir köşede biraz uyudum. Sonra abdest tazeleyip sabah namazını kıldıktan sonra dışarı çıktık.
O mahur beste çalar Müjgan'la ben ağlaşırız
Gitti dostlar şölen bitti ne eski heyecan ne hız
Yalnız kederli yalnızlığımızda sıralı sırasız
O mahur beste çalar Müjgan'la ben ağlaşırız