ZİNNUREYN
Bugün öğleden sonra Cennet-ül Bakide medfun bulunan, islam literatürüne haya timsali olarak girmiş, çift nur sahibi, aynı zamanda Hulefa-i Raşidinin üçüncüsü, adaşım Hz.Osman (RA) ı ziyaret ettim. Hacı arkadaşım Ahmet’le beraber. Kabri başında Kur’an-ı Kerim okuduk, bol bol dua ettik. Ahirette bu günahkar adaşına şefaat etsin diye. Hz.Osman aynı zamanda Aşere-i Mübeşşereden (dünyada cennetle müjdelenmiş 10 kişiden biri)
Çok sade bir kabri var. 20 cm. yüksekliğinde betonla çevrilmiş. Hepsi bu kadar. Yanımda Ahmet’te şaşırıyor tabi. Türkiye’de alıştık türbelere. Burada Hz.Osman’ın bile kabrini göremeyince şaşırılır elbet. Kur’an okurken bir ara çömeleyim dedim. Yorgunluktan olsa gerek. Karşımda duran görevli hemen ayağa kaldırdı beni. Anladım ki burada çömelmek de yasakmış.
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.