Karanlık ne kadar şiddetlenir ise,
yıldızlar kendileri adına o kadar canlı ve parlak
çevreleri adına ise o kadar faydalı ve yol gösterici bir nitelik kazanırlar.
Daha uzaklardan fark edilir,
aydınlatma adına daha çok iş görebilirler.
Ahlaksızlık ne kadar azgınlaşır,
ne kadar seviyesizleşerek tehdit etse,
kararlı, duyarlı, insani değerlerinin farkında olan insanları
o kadar güçlü ve azimli hale getirir.
Büyük insanlar;
Fiziki açıdan insan görüntüsüne sahip sıradan yatıklar değil,
insanlık adına büyük işleri başaranlardır.
Geçmiş ile gelecek nesiller arasında,
ahlak, adalet ve muhabbet köprülerini kuran
medeniyet mimarları olup insanlığın kurtuluşu yolunda ömür tüketip,
mum olup yananlardır.
Büyük işler;
Teknolojik gelişmelere imza atmak değil.
Alevleri afakı saran nefsanî ateş içinde yanmadan yaşayabilmek
ve arkadan gelenlerin yolunu açmak, nefsini unutup nesli içini yaşamak,
yaşatma azim ve heyecanı ile yaşamayı unutmaktır.
Yani şehvet, şöhret ve servet harami duygularının,
canavarları ürküten cinayetleri, hayvanları tiksindiren davranışları,
doymak bilmeyen gasıbane, harisane istekleri ile kemale giden yolları kestiği,
ahlak ve adaleti tehdit ettiği bir zamanda;
HAYATI, MİDE HAMALLIĞI,
UÇKUR KÖLELİĞİ MAL VE SERVET BEKÇİLİĞİNDEN İBARET görmeyip,
onlara, hayır diyebilmek ve ihtiyaçları meşru sınırlar içinde tutabilmektir..
Ben bugünün iman etmiş,
Allah’a vermiş olduğu sözün farkında ve arkasında olan gençleri
İbrahim (as.) ’a benzetiyor, rahmetli cennet mekan Ali Ulvi Kurucu’nun dediği gibi
“Finnari layehterik” ateştedirler ama yanmıyorlar, Allah'ın izni ile yanmayacaklarda diyorum.
Yanmayı bırakın,
dünya insanlığının geleceğini yok etmek içinin teşekkül etmiş olan
ondokuz, yirmi ve yirmibirinci yüzyıl Nemrutlarının, Firavunlarının yakmış olduğu imansızlık
ve ahlaksızlık ateşini söndürmeye çalışmaları, azimli ve kararlı duruşlarıyla küfrün ödünü kopardıklarına inanıyorum.
Yalnız safları sıklaştırmak
ve muhabbet fedaisi olmak, birbirlerine sımsıkı sarılmak,
nefis, şeytan ve şeytana yakayı kaptırmış, asker olmuş zavallıların tuzaklarından kurtulmak
bu şerefli mücadeleyi kazanabilmenin tek yoludur diyorum.
İbrahim’i ruha sahip gençlerden, gelecek nesillerin beklediği;
Bu asil davada,
azim ve kararlılık ile birlik ve beraberliklerini bozmadan;
bir birlerine dayanarak, sımsıkı sarılarak, Allah’a güvenerek yürümeleri ile
hayatlarına anlam kazandırarak,
dünya misafirhanesinde aldanmayan ve aldatmayan kamil mürşitlerin rehberliğinde,
cennet ve Cemalullah ticaretini yaparak,
insanlığa bir yad-ı cemil bırakıp bu fani dünyadan ebed alemine insan-ı kamil adına yakışır bir şekilde vatanı aslilerine dönmeleridir.
Kayıt Tarihi : 29.1.2010 10:01:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Necdet Erem](https://www.antoloji.com/i/siir/2010/01/29/h-d-115-yadi-cemil.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!