Bin Bir Çeşit Hasan
Güneyli, kuzeyli, batılı, şarklı
İsmi Hasan amma markası farklı;
Ya adamca adam ya yandan çarklı,
Yağı bol kullanır dönerci Hasan.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Mükemmel dörtlükler,emeğine yüreğine sağlık,tam puanımla kutlarım tebrikler üstadım
Çok güzel bir taşlama olmuş,Ustaca yazılmış sözler.Kaleminiz daim olsun Sayın Öcal..
Dönercisinden,kömürcüsüne 17 mesleğin erbabı Hasan
şiire konu olmuş.Yine farklı bir konu ve tarzıyla ustalığınız ortada.Kutluyorum sevgili dost.Şükrü Topallar
Değerli şair müthiş duygularını çok özel anlamlandırarak hoş bir taşlama çıkarmış. Yürekten kutluyor, başarılarının devamını diliyorum...
hocam tebrikler yüregine saglık saygıalırmla yıldırım şimşek
ÇALIŞKAN VE DUYARLI YÜREĞİ YÜREKTEN KUTLARIM. HER YERE KOŞAN
ŞU BİZİM HASAN
........................ELLERİNE SAĞLIK. 100 PUAN VE SELAMLARIMLA.
Güzel bir potre çizmişssiniz hocam cok hoş bır anlatım kutlarım saygılarımla
selami
Hasan da insan.. Yuvarlana yuvarlana doğru yola girenlerde var, dik yürürken yardan uçanlarda. Tam puanımla sayfama yolcudur şiiriniz. Kutlarım.
Muhterem Üstadım Hasan la ne güzel anlatmışsınız sosyal bir çıbanı. Malesef ne hasanlar var bunun gibi.Yüreğinize sağlık Üstadım Tebrikler Selam, sevgi ve saygıyla
Seyfeddin Karahocagil
************************Bin Bir Çeşit Hasan
Bin Bir Çeşit Hasan
Güneyli, kuzeyli, batılı, şarklı
İsmi Hasan amma markası farklı;
Ya adamca adam ya yandan çarklı,
Yağı bol kullanır dönerci Hasan.
Sonradan görmedir beladır başa,
Buyruklar yağdırır duvara taşa,
Ast’ını getirmek ister de tuşa;
Tatmini imkânsız emirci Hasan.
Getiri götürü olursa yeğin,
Kalkamaz masadan horoza değin,
Duman altı olup islenir beyin,
Papaz ile yatar kumarcı Hasan.
Esrar, eroinden ne olsa tadar,
Olmayan varlığı dostuna adar,
Kanatlanıp uçar düşene kadar,
Ölüme muhtaçtır tinerci Hasan.
Çuvalda olanı bitirir güzden,
İnişi gösterip avutur düzden,
Şeytana pabucu giydirir tezden,
Banar üçkâğıda şamarcı Hasan.
Bozuktur midesi içine kusar,
İzinin üstüne yeniden basar,
Âlem duysun diye kapıya asar,
Gıybet ustasıdır çamurcu Hasan.
Tuz verir koyuna indirmez çaya,
Utanmayı bilmez bulunmaz hayâ,
Fırlama kursaklı ekşidir maya,
Koparır uçkuru kemerci Hasan.
Konya ovasında ürün bol olur,
Tatlısı böreği şeker bal olur,
Görüp de yemezse ona hal olur,
Makarnaya mecnun hamurcu Hasan.
On parmağın onu maharet düzer,
Her kime tutunsa incitir üzer,
Gündüz soluklanır gecede gezer,
Sokağın hakimi hünerci Hasan.
Vırtgeli kurarken ısınır terden,
En ağır taşları oynatır yerden,
Sancak tarafından üflerse birden,
Batırır gemiyi fenerci Hasan.
Müşteriye bakmaz lafını gever,
Hem çekice hem de maşaya söver,
Kaçırıp suyunu ham demir döver,
Asılır körüğe demirci Hasan.
Nüfus kütüğünde adam sayılır,
Yöreden yöreye şanı yayılır,
Çekilip kenardan seyre bayılır,
Tutuşturur cenge çomarcı Hasan.
Tüterken burnunda eşi, balası
Hasreti harmandır uzak sılası,
Elinde çekülü bir de malası,
Evsizini evler duvarcı Hasan,
Ekmeği helaldir süs ile zardan,
Koskoca kayalar geçer hızardan,
Dikerek taşları döner mezardan,
Okur Fatiha’yı mermerci Hasan.
Özel gün de olsa geliver dense,
Tornavida çekiç eski bir pense,
Yağlanır güreşte çeker el ense,
Kaldırır yatanı tamirci Hasan.
Anası devedir tüm köşeklerin,
Sıcağı çöldendir yün döşeklerin,
Sömürü yüzsüzü tüm eşeklerin,
Palanını diker semerci Hasan.
Siyahtan beyazdan aladır panda,
Vuslatî der; maden alınca manda,
Ocakta desteksiz vurunca sonda,
Kabrine kavuşur kömürcü Hasan.
Osman Öcal
Osman Öcal
osman bey ;
gerçeği bulma ve arama adına sosyal yönü ağır basan sevgisiyle dolu yüreğinizin sesi olan bu harika çalışmanızı beğenerek okudum.. kutlarım saygın akleminizi...tam puan 10..selam ve saygılarımla..ibrahim yılmaz.
Bu şiir ile ilgili 52 tane yorum bulunmakta