Tanrılar kenti, incisiyim sahillerin
batının pırıltısıdır, kıvrımlarım
yaşlı kadının dilinden
ve yıldızların
beş bin yılı anlatacağım
dinleyin...
Herşeyi bırakıp gitmek var ya
büyürken bulut bulut dağılmak,
saçlarında yıldızlar
Her ölüm hayatı anlamaktır biraz
yıkılır yıkılmayan duvarlar
açılır sır kapıları sonsuzun,
Sözcükler imgelere sırnaşır
dizeler düşer / kalkar kararsız
büyür, hapsolur kozasına
uzakları beklerim
kuşlar kadar tedirgin
resmin düşer suyun yüzüne
gözlerin ne kadar elaymış senin
öylesine derin uçurumun’’
Kalbimi her bağışladığımda
dört mevsimi adadım
kaç denizde
sakin bir liman aradım
sana bebek…sana en masum
yüzümü sakladım
'ben aslında yüzümü isteyenlere geldim"
evrene ilk adımda
tutsak ettiler beni
alınır mı bir bebeğin özgürlüğü
tutsak edilir mi çocukluk
kader mi doğma, sevgi mi tuzak
Yüreğimden çekil
bağlarımı çöz
bitti... getirdiğin sis
beni azad et
örselendi sabrım
öldü bir yarım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!