Kaç engebe, kaç eşitken atladık,
Kaderin çetrefilli oyunlarından çıktık,
Ne nefsimize ne ellere takılmadık,
Yolumuzdan şaşmadık da neden yolun sonunda,
Birbirimizi allahaısmarladık.
Feleğin çemberinde çok mu oyalandık,
Hangi kem göze, kimin ahına uğradık.
Hatrı kırk yıllık, acısı bin yıllık kahve gözlerinin önüne
Kaç karanlık perde indi de,
Yönünü bilemez, sözünü dinlemez,
Geçmişimizi göremez oldun.
Gözlerime umutla, aşkla bakan bir çift göze,
Sendeki beni anlatamayışımı anlamak ne de zor.
Aaah yüreğimden dökülen her cümlenin
Ayan beyan öznesi.
Tek bir sözüme yüklediğin yüklemler,
Bizi baharlardan kışlara kor.
Umutla diktiğimiz fidanların,
Yokluğunda büyüyen gövdesine yaslanıp,
Belki ak saç, ak sakal tarayan,
Torunlarımın başını okşayan bir ihtiyar dahi olsam,
Yaşadığımız aşkı
Onlara güzel bir masal olarak anlatacağım.
Kahve gözlerinin kırk yıllık hatrının yasını,
Kırk yıl sonra da olsa tutacağım,
Beni acze sürükleyen anılarıma,
Acı tütünler basacağım,
Seni her düşündüğümde,
Gökyüzüne bakacağım,
Ömürden geçen günlere çeltikler atacağım,
Yaşlanan bedenimle adım adım,
Mahşere yaklaşacağım.
Muhammed Emin Daştan
Kayıt Tarihi : 31.10.2021 17:49:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
28.10.2021 "H.E.Y." Mabed.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!