Güzel bir İstanbul günü
Sabah güneş gülümseyen yüzünü göstermeye başladığında çıktım evimden geçen uzun yıllara rağmen neredeyse hiç değişmeyen sokağımızda kimseler yoktu. Ersin dayının kahvesinde çalışan Amcama uğradım her zamanki neşeli hali ile karşıladı beni çay ikram etti. Biraz eski zamanları konuştuk biraz dedikodu yaptık hasret giderdik
Toplu taşıma araçlarını kullanarak Üsküdara doğru yola çıktım. Otobüs her durakta biraz daha kalabalıklaşıyordu yolcuların çoğunun yüzlerinde yorgunluk ve uykusuzluk izleri vardı. Neredeyse kimse birbiri ile konuşmuyordu. Yarım saat süren yolculuk sonrasında Üsküdara indiğimde boğazın o muhteşem görüntüsü ve havası karşıladı beni..
Eski bir arkadaşım,dostumla buluşup Kız kulesi mazarası eşliğindeki muhteşem kahvaltı, uzun uzun sohbet ve çay keyfine diyecek yoktu
Öğlene doğru Çamlıca tepesinde çıktım sıcak salep ve acıbadem. Çamlıca tepesi aslında zamanın nasılda hızla akıp gittiğini gösterir manzarasında; bir tarafta 16. 17. Yüzyıl sülieti bir tarafta 21. Yüzyıl sülieti
Öğleden sonra Ümraniyede koşuşturarak çalıştığım kalabalık caddelerinde gezinti ve 40 yıl hatırı olacak kahve keyfi yeni bir dost, arkadaş
Akşam Kadıköy'e yolculuk; otobüsün buhulanmış camlarından tanımaya çalışarak o çok iyi bildiğim sokakları
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta