Yağmur damlaları,
ince ince yağan yağmurlar...
Ekim de gelmiş bozkıra yağmurlu günleriyle,
yoksul çaresizliklerden uzaklaşırken toprağı güldürenler.
Ekecek yerlerinin tavıyla bir ulu ağaç gibi havalandıkça havalanır, sonsuz uysal dalları ve en güzel meyveleri durmaksızın berrak sabahlara usul usul dökülür, hiç değilse kurda kuşa....
Yağdıkça bozkıra inceden upuzun bir yağmur.
Çatlarsa tüm mahlukata çatlar tohumlar.
Bozkırın canı, lapa lapa, eski kışların karına çeker.
Sürer, toprağı güldürenlerin bire otuz umudu.
Varil varil mazot tükenir, traktörlerin upuzun bacasından uçan seksen yıllık ağır tiryakilikte.
Alacaklı günlerin üzerine yürür, bilmem kaç beygir, toprağı kopararak traktörlerin upuzun bacasından uçar gider, iş çılgını mevsimlerde yetmeyen iş saatleri.
Veresiye alışverişlerle bayramlar gelir.
Harmanlarda sallanır elekler, yine borçsuz günlerimiz, ne üstünde ne altında kalır.
Yine de güz yağmurlarıdır,
Toprağı güldürenleri yoksul çaresizliklerden uzaklaştırır,
Kayıt Tarihi : 15.10.2019 15:29:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!