Güz Kacagı Can Parelerınden

Seyfi Karaca
5254

ŞİİR


14

TAKİPÇİ

Güz Kacagı Can Parelerınden

İnanılması zor ve güç
Herkesin elinde zihninde psiko manyaklıktan eskiyip kopan parçalarla yaşadıklarının
Teminatı ve tedariği kalabalık piyasa ihtiyacını karşılamaya kendini vitrinleyenler dolaşımına sürdüğü inanılması zor bela ve güç
Kolayca kırılabilir uyarısıyla paketlenmiş insan hayatına pahalıya mal olan
Naısıl desem
Yaban bayırlarına yorgun düşmüş güz gibi yokuşaşağılara yuvarlanıp giden
Çıplak dallardan gönül bağını kopararak ıssızlara sığınmış yapraklar dolusu bir şey bu
Ve şişedeki haliyle durmayan kolonyanın burnunda tütenlere tozup estiği sızıntıdan
Kırık camlar arasında sızısı dinmeyen acıya sancıya darmadağın
Her şeyiyle çocukluktan büyüyüp geldiği
Ve topraktan kopup taksitleri ödenmez yalnızlaşmaya uzaklaşıp ayrıldığı kristal bir kozadan
Havalanıyor kuşlar
Ne yol belli ne iz
Ne gün belli ne çizgi
Sadece dünyaya görünen tarafı derin yasa bürünmüş yaralı hüzünlü sargılarda matem tufanıyla
Gıcır gıcır sürgülerden sıyrılıp çözülmenin kapılara yüklenişiyle
Sürgünleri bitmeyen kovulmuşluğun ucu açık çölünde tutuşmuş düşleri yangınlaşan kristal bir kozadan,
Nasıl desem
Herseyin hiçe sayıldığı ve hiç kimsenin kim olduğunun anlamını ve önemini yitirdiği
Kolsuz kanatsız kalmaya göçüp gidiyır da insanlar
Bu kristal fanus divane gömleğini giyinmiş mahşerle dünya eşiği arasında bir yer
Sararmış solmuşlardan bir yığın kavak söğüt ve sonbahar, her taraf her yere başı sonu bilinmez adres
Ve yalnızını kaçağa vurduğu çıkmaz sokaklar manzumesi
Hammaddden
İzinden dönmüşcesine bıraktığı dağınıklıkta kendini bulan
Hayalleri yaprakları dökülmüş çıplak ağaçlarla süslenmiş kaçışın bittiği kör keskin kurak ve karanlık noktada
Tükenmişliği yitik ve yılgın beyanını ilana çıkararak
Konuşacağız bütün bunları aşkla başbaşa biz
Biz bu tarafındayız diyerek sanatıyla sabah olan günaydının, duvarları gülümseyen aydınlık dünyanın,
Geçiş ve dönemeçlerinde …mevsimlerin
Parke taşlarla döşeli çarşının başlangıcı eğik minareli eskilerden kalma sessizliği
Ve şemsiyesizliğe yakalanmış yağmurla beraber kol kola girdiği
Her sayfası silinmiş kapanmış dünkü mazi defterindeki kapanmaz yaraların
Güzel olan her şeyin
Hisseyi sevgiliyle her şeyin
Mutluluğun
Özgürlüğün
Toprak katında her şeyin
Bir güzel konuşacağız hançeri lehçeden
Kitabı lisanıyla
Ve insanlığın mum takvimiyle yanıp sönen vadeli mühletli hesabına sirayet eden tekabülün
Maddeleşen
Makinalaşan
Maskeleşen
Mahluklaşan
Eşya ve gösteriş budalası insanlık ölümünü konuşacağız
Umudu ve sevinci kuraklaştıkça çirkinleşen hayata tutunamamayı konuşacağız
Her nüshası yoldan geçerken kurşunlanmış trafik levhaları gibi delik deşik, kronikleşmiş endişeyi konuşacağız
Kırmızı ışıktan sonrası göz gözü görmez zifir bakışlı sokaklar arası sim siyah nokta dahil ve itibaren
Sarnıçlı kuyu
Fırın
Berber dükkanı
Çukur çarşıyı kambur kemanı tümsek hesap kitabı konuşacağız
Ve üstündekileri dökünüp soyunmaktayken yazıp silen arzuhalciye çırıl çıplak sonbahar
İçinde tutamadığı serzenişleri dışarı vuran kopmuş fırtınayı konuşacağız, sökülmüş düğümü
Nüfus kgıdı olmayan çığlığı…

Eylül / 25

Seyfi Karaca
Kayıt Tarihi : 13.9.2025 15:23:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!