Bazen kırgınım sana, bazen kırıcı. Bazen belirsizim, bazen keskin. Her düşün ayrı bir gerçekliği sirayet ediyor kalbime. Bazen sen oluyorum, bazen sensiz. Zihnim dolu, dilimin ucu acı, kalemimin ucu bitik. Düşün, söyleme, yazma. ‘Belki’ diyeceğim ama belkiler kifayetsiz, ‘bence’ diyeceğim fakat duymaya mecali yok kimsenin. Bir kentin meydanına alışmış güvercinler gibiyim. Önüne gelenin sevdiği, merhamet edenin doyurduğu kadarım. Boynumda güvercin gerdanlığı, kalbim aheste, ben büyük bir şehrin kent meydanında ufacık bir kafeste. Nefesim yetmiyor buna dayanacağım, sen gelmiyorsun buna da. Seversin bir gün olur da, haber yolla kent meydanından vefalı bir arkadaşla..
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Şiirinizi
beğeni ile okudum
Şiirinizi
beğeni ile okudum
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta