Güneşe bakınca gözüm kamaştı
Nûr’u farkeyledim senin sayende
Rüzgârın esince tedbirim şaştı
Sır’rı farkeyledim senin sayende
Her kelamda erenlerden söz vardı
Bugün de bir yaprak düştü takvimden
Ne sen geldin ne de kokun sevdiğim
Bilmem haberini sorayım kimden
Ebedi ayrılık yakın sevdiğim
Darılıp gücenme sakın sözümden
Gelmiş geçmiş cümle nebi seni sorar sevdiğim
Makâmına varmak için hayel kurar sevdiğim
Seni övmüşte yaratmış âlemlerin sahibi
Seni bilmeyen gönüller neye yarar sevdiğim
Sensin miracı yaşayan yoktur bunun ötesi
SİTEMİ BABAYA HÜRMETLE
Yanık Ömer bana sitem eylemiş
Dost dostuna darılır mı sitemi
Hâl ehli olanlar böyle söylemiş
Kalbe duvar örülür mü sitemi
Gönül yara almış bitmez sızısı
Sor geç işte gerisine karışma
Demek ki böyleymiş alın yazısı
Sır geç işte gerisine karışma
Olmadı verdiği ikrârda duran
Vakit geçti güneş aşmak üzere
Söyle gönlün neyi bekler Sükûti
Yığıldı damlalar taşmak üzere
Hangi derya çayı bekler Sükûti
Sanma ki gözünden dökülen yaştır
Kokun gelir mest olurum sultanım
Gözümden yaş aktı sen neredesin
Hasretinle geçer ömür zamanım
Aşk içimi yaktı sen neredesin
Nice aşk ehlinden irfandan sordum
Hani diyorsun ya anlat sevgini
Kalbin dili yok ki tarif edeyim
Ne şeklini gördüm ne de rengini
Somut hali yok ki tarif edeyim
Gönlünde bir duygu oluşur ansız
Kara gözlüm bu açtığın yaraya
Derman varken sürmek için tez yetiş
Ecel nöbetinde girdim sıraya
Aman varken görmek için tez yetiş
Yalan çıktı benle olan ikrârın
TÖVBEKAR
Bu ettiğin bilmem kaçıncı günah
Gel gönül tevbekâr oluver gitsin
Bir günaha lâzım binlerce eyvah
Bük boynun gözyaşın salıver gitsin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!