Aç kaldık Açıkta kaldık
Ama biz yalnız kalmadık
Baktık birbirimize
Mutluluktan hep beraber sarıldık
Aç ve açıkta kalmakla
Yıl ikibinbir, ay Haziran
Haziranın on'u günlerden Pazar
Telefonun çalışına uyandım sabah saat altı
Hayırdır dedim ve telefona cevap verdim
Çalmaz olsaydı cevap vermez olsaydım keşke
Tanımadığım ama beni tanıyan birisi
Gene geldin, ne istiyorsun?
Yalanların yetmedimi?
Geleceğini söyledin gelmedin
Haydi git, daha ne duruyorsun?
Gene aynı şekilde
Döneceğim diye yalan söyle
Ne kadar uğraştığımı bilirsin
Sana gülmeyi öğretmek için
Sana gülmenin ne kadar güzel olduğunu
Binlerce defa söylemiştim
Üzülmenin geçmişe faydası yok
Etrafına bir bak üzülenler ne kadar çok
İlk tanıştıgımız günü hatırlıyormusun?
Yanına ilk geldiğim gün ne kadar utanmıştın
Bütün gün oturduk, hiç konuşmadan
Ne konuşacağımızı bilmiyorduk, hatırlıyormusun?
Akşam olduğunda ayrılacaktık
Bir hafta sonra buluşacaktık
Mevsimlerden Sonbahar, aylardan Ekim
Bir papatya çıkıvermiş çimlerin arasından
O güzel sarı rengi ve beyaz yapraklarıyla
Sanki çimlere meydan okur gibi
Sanki Sonbahar mevsimine meydan okur gibi
Sarısı güneşi, yaprakları ise melekleri andırır gibi
Söylemişti bir gün bir arkadaşım
Berfin' in kar tanesi olduğunu
Çok sevindim ne kadar güzel diye
Ama sonra düşündüm
Üzüldüm eriyecek diye
İstemezdim erimesini
Ne oldu bize anlayamadım
Söz vermiştik hatırlıyormusun?
Öyle bir arkadaşlık kurmuştuk
Ne olursa olsun bitmeyecekti
Bu güzel arkadaşlığımız
Konuştum olmadı sustum olmadı
Yaşa birisini aldığın nefes olsun
Sev birisini gönlü sevgiyle dolsun
Kokladığın güller hep sevdiğin koksun
Sevdiğin kokmazsa o güllere aşkolsun
Seven gönülle oyun oynanmaz
Seninle on dakika
Beraber olsak
Ama hiç konuşmasak
Sadece bakışsak
Gerçeklere kavuşsak
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!