Gürkal Gençay Şiirleri - Şair Gürkal Gençay

*
''Görüyorsun;
bi'bok yok işte...''
!

Gürkal Gençay

(sevgiyle bağlı değilsen, nefretle düğümlenmişsindir…)



Sahipsiz; binlerce sokak hayvanı...
Sahipsiz binlerce çocuk.

Devamını Oku
Gürkal Gençay

(aydınlık istiyorsan, karanlığa ihtiyacın var demektir...)



“EŞBER YAĞMURDERELİ’ye”

Devamını Oku
Gürkal Gençay

(Babanın gizlediği şey, oğulda açığa çıkar... ''F.W. Nietzsche'')





Devamını Oku
Gürkal Gençay

Sımsıcak selamların umut yüklü sesiydiler...

Kimi; kör sokak lambalarının aydınlatmaya çalıştığı gece, kimileri gündüz saatlerinde arşınladıkları caddelerin, sokakların birer “iyi niyet militanlarıydılar.”
Hoyratça kirletilen dünyanın, sevgisizliğin, acımasızlığın buzlaştırdığı yaşamın içinde tomurcuk tomurcuk patlayan “Kardelen çiçeğiydiler.”
Onlar; sokakların, ecelsiz ölen dört ayaklı “sevgi askerleriydiler.”

Devamını Oku
Gürkal Gençay

Menemen'de Kubilay'ı katlettiler! ..

Onun genç bedenini alçakça, hoyratça yaraladılar, ayaklar altında ezdiler.
.... ve çaresizce çırpınan bedenini iplerle bağlayıp, yerlerde sürüklediler.
Kurtulmak istercesine çırpınan yüreğini, acıyla bakan gözlerini hiç görmüyor gibiydiler.
Kan bürümüş gözleriyle, salyalar akan ağızlarıyla ve hayvani öldürme güdüleriyle sanki kudurmuş gibiydiler.

Devamını Oku
Gürkal Gençay

Hayvanlara “gerekenden fazla” ilgi gösteren insanların; sömürüye dayalı emperyalist sistemin, pazar ekonomisinin, çıkarların, savaşların, ölümlerin ve diğer (insan kaynaklı) acıların türdeşlerine dayattığı olumsuzluklar karşısında aynı duyarlılığı göstermediklerini ve bu anlamda bir nevi çifte standardı sergilediklerini anlatmaya/ vurgulamaya çalıştığınız yazınızı maalesef üzüntüyle okudum.
Ve yazınızın sonuna geldiğimde ise, ne kadar hazin bir ülkede yaşıyor olmanın acısını bir kez daha yüreğimde hissettim.

Köprü üzerinde gördüğünüz, dans etmeye zorlanan zavallı ayıya ve buna benzer diğer “dansçı ayı” olaylarına “devlet el koydu.”
Ve köprü üzerinde dans etmeye zorlanan ayı diğer kardeşleriyle birlikte (söylediğiniz gibi) “Karacabey”e kampa gönderildiler eleştirdiğiniz “uygar” insanlar tarafından.
Koparıldıkları doğal yaşama yeniden adapte olabilmeleri için rehabilite edildiler.

Devamını Oku
Gürkal Gençay

Tren yolculuklarını oldum olası sevmişimdir...
İster şehirlerarası olsun, ister banliyö trenleri olsun, bir başka lezzeti getirirler hakir yürek soframa.
İstasyonlar, her ne kadar şehrin içinde olursa olsunlar, adeta çok uzaklarda ve terkedilmiş gibidirler. Peronlarda, insan kalabalıklarına rağmen bir kasvetli yalnızlık kol gezinir ve gündüz saatlerinin ışımaları, gecenin renkli neon ışıkları, reklâm panolarının, sokak lâmbalarının gösterişli aydınlatmaları peronların hüzünlü karanlığını süpüremezler.
Merdivenler her ne kadar “yürüyen” olsa bile, sanki taş basamaklardan tırmanılıyor gibidirler.
Şehirlerin vücudunda bir doku uyuşmazlığı misali gibidirler. İnsanlar mecbur olmadıkça trenleri hatırlamazlar, bilmezler. Ama; hep kalabalıktır peronlar ve hep yalnızdırlar…

Devamını Oku
Gürkal Gençay

(Tek önemli vakit vardır, içinde bulunduğunuz an... O an en önemli vakittir; çünkü sadece o zaman elimizden bir şey gelebilir... En önemli kişi, kiminle beraberseniz odur, zira hiç kimse bir başkasıyla bir daha görüşüp görüşmeyeceğini bilemez; ve en önemli iş iyilik yapmaktır,
çünkü insanın bu dünyaya gönderilmesinin tek sebebi budur...''' Tolstoy'')




Devamını Oku
Gürkal Gençay

(Adalet önce devletten gelir... “Aristo”)





Devamını Oku
Gürkal Gençay

(Başta Hıncal olmak üzere, “Gökkafes”in yapılmasını onaylayan bütün ““hıyarellezine minel becel””ler için kaleme alınmıştır...)


Bay Hıncal Uluç,
Uzun süredir ülkenin gündemini meşgul eden/ yoran “Gökkafes” olayı son günlerde yeniden hararet kazandı.

Devamını Oku