Bir fasl-ı hüzzamdır ki, unutturur neşeyi,
Diyarın garabeti kaplar dört bir köşeyi,
Kimine salık verir meyhaneyi şişeyi.
Başucunda oturur şu gurbet akşamları.
Bu şehrin vicdanında yoktur karalar aklar,
Kim bilir bu karanlık, ne günahları saklar,
Gece hep bana kalır, bu kasvetli sokaklar,
Elden ele götürür, şu gurbet akşamları.
Bugün yad olur dünler, hasret kaplar odanı,
Yarın kulakta çınlar: “Anan alsın gadanı”,
Evde ekmek edeni, dağda koyun güdeni,
Bir araya getirir şu gurbet akşamları.
Bir hicran bestesidir, alnımdaki bu yazgı,
Bir ömür gizlemiştir her geceye bu ezgi,
Gündüzü müjdelerken ufuklardaki çizgi,
Yüreğime oturur şu gurbet akşamları.
Sabahla sona erer, bütün kabuslar düşler,
Hiç vakit kaybetmeden, yaşamla savaş başlar,
Düzlüğe meyledince çıktığım bu yokuşlar,
Yine eve götürür şu gurbet akşamları.
Yavaş yavaş bitirir şu gurbet akşamları.
Kayıt Tarihi : 5.4.2012 14:18:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!