Gurbet Şiiri - Yorumlar

Orhan Şaik Gökyay’ın “Gurbet” adlı şiiri, ilk bakışta melankolik bir aşk ve ayrılık anlatısı gibi görünür. Ancak Derrida’nın yapıbozum kavramsallaştırması, bu tür “duygusal” metinlerin de aslında sabit, özsel bir hakikate dayanmadığını; iç çelişkilerle ve ertelenmiş anlamlarla örülü olduğunu gösterir. Derrida’nın Edebiyat Edimleri eserine göre, her metin kendi merkezine ihanet eder ve anlam, bir “iz” haline gelir (s. vii, xvi, xxii).
“Beni de alsaydın nolur beraber?
Derdimi kimseye veremiyorum...”

Derrida'nın “différance” kavramı — yani fark ve ertelenme — burada açıkça görülebilir. Şair “derdini verememekten” şikayet eder; ama bu şikayet, aynı anda hem bir duygunun hem de bu duygunun ifade edilemezliğinin ifadesidir. Dil burada hem açığa çıkaran hem de örten bir araç olur (Edebiyat Edimleri, s. vii). Şiir, “duygu”yu iletmek ister ama o duygu zaten dilin sınırlarında kaybolur.
...

beni koyup giden cefacı dilber koyduğun yerlerde duramıyorum güzel ir şiir şirimikularrıım

Çok Anlamlı Ve Okuması Şarkı Gibi. Şiir Defterinde :)

Şair, şiirini oldukça anlamlı dizelerle yazmış, okuma hazzı ve sevgiliye olan özlem hazzını lirizm ustalığı ile çok değerli mısralarla dile getirmiş. Şiirlerini ders kitaplarında seve seve okuduğum ender Şairlerimizden biridir. Bir şiirde sevginin derinliğini bu kadar güzel anlatan bir tekniği var. şiiri seve seve okudum. okunası değerli bir şiir. Tam puan +ant.Bu günün şiiri olarak ilgililere teşekkür ederim. Seçim yerinde olmuş. Şairin ruhu şad olsun. mekanı cennet. Saygılarımla.

Akıcılığı ahengi gayet güzel üstadı rahmetle anıyor kurula teşekkür ediyorum

şiir güzel kutlarım hocam yalnız başkası neden söyleyip kendine mal etmiş yazık

Orhan Şaik Gökyay sevdiğim şair ruhu şad olsun.

Saygıdeğer şair ve yorumcular, tebrik ettiğiniz ya da etmekten kaçındığınız şair gerçekten övgüye değer nitelikle şiirler yazan , 1994 yılnda vefat eden ve şiirleri edebiyat kitaplarına geçmiş çok değerli bir şairimizdir..
Bu vesile ile onun bir şiirni daha anımsayalım..
................*...........
.......YAS!..........
Dökün yaprağınızı dallarım dökün
Akın yaslı yaslı sularım akın.
Bükün boynunuzu bayraklar bükün
Bir alınmaz kalem vardı yıkıldı...

Durmadan çalkanan bir kızıl deniz
Bir damla yaş gibi duruyor sessiz
Vatan ufkundaki en güzel çeyiz
En şanslı süs baktım yarı çekildi.

Kara haber; tipi eser, savrulur,
Bir yanardağ gibi içim kavrulur,
Vatanın kaderi bende yuğrulur,
Yas olup, yaş olup gözden döküldü.

Gökyay'ım derdiyle adını anar
Bir kararsız kuştur dalına konar
Neresinde bilmez bir yara kanar
Saran gitti boyuncuğu büküldü.

...................**..........
saygı ve sevgiyle ruhu şad olsun..

Koca Üstat, çocukluğumuzda seni aşağıdaki şiirle tanıdık..mekanın cennet olsun..nur yağsın üstüne..
.............***...........
'Bu vatan toprağın kara bağrında
Sıradağlar gibi duranlarındır,
Bir tarih boyunca onun uğrunda
Kendini tarihe verenlerindir.

Tutuşup kül olan ocaklarından,
Şahlanıp köpüren ırmaklarından,
Hudutta gaza bayraklarından
Alnına ışıklar vuranlarındır.

Ardına bakmadan yollara düşen,
Şimşek gibi çakan, sel gibi coşan,
Huduttan hududa yol bulup koşan,
Cepheden cepheyi soranlarındır.

İleri atılıp sellercesine
Göğsünden vurulup tam ercesine,
Bir gül bahçesine girercesine
Şu kara toprağa girenlerindir.

Tarihin dilinden düşmez bu destan,
Nehirler gazidir, dağlar kahraman,
Her taşı yakut olan bu vatan
Can verme sırrına erenlerindir.

Gökyay'ım ne yazsan ziyade değil,
Bu sevgi bir kuru ifade değil,
Sencileyin hasmı rüyada değil,
Topun namlusundan görenlerindir.'

.*............