Ülke olarak şiiri çok severiz. Sokakta rastladığınız her 10 insandan 3 veya 4 tanesi şairdir. Buna rağmen kitap satışları çok düşük rakamlarda kalıyor. Sizce bunun nedenleri nedir veya nelerdir?
__________________________________
__________________________________
Gökmen Yılmaz Erdem
Dünden bugüne bir ekmek kavgası almış başına gidiyor... Boş vermişlik aldı başına gidiyor... Sokaklarımız tiner kokmakta...Kahvenehaneler kumar sahasına dönüşmüş, işsiz ordularla dolu... Ekonomik sorununu halen aşamamış bir ulusuz kimi az gelişmiş uluslarla birlikte.Bir uçurumu var kimi çok zengin kimi çok fakir...Fakirimiz ise daha çok...Kanımca en büyük sorun buradan başlar... Ama tepkiside seçimlerde kendini hemen gösterir.Hemen oyunu verir ağzı iş yapan politikacılara... Aksine istense eldeki imkanıyla az da olsa gazete,kitap alabilir kendi bulvarlarında...
İSTEMEK LAZIM ÖNCE SEVEBİLMEK ADINA!
AMA BU SEVGİNİN ÖNÜ DİKENLERLE DOLU...
GÜLÜ SEVEN OYSA DİKENİNE KATLANMALI!
__________________________________
Selçuk YAZICI
hayatı boyunca bir tek gazete almayan insanlarımız var...
__________________________________
Hülya ATAOĞLU
Bu ülke de doğru dürüst gazete dahi satılmazken (gerçi okunacak fazla gazete de yok ya neyse) okunmazken, insanların kitap almaları ve okumaları hayal olsa gerek...evet insanlar kıt kanaat geçinmeye ayın sonun getirmeye çalışıyorlar. bir kitap satın almak istediğinizde 20 YTL gibi bir parayı gözden çıkarmak gerekiyor tamam ama bence o parayı kitaba yatırmak isteği olmalı insanda...yani okumak isterse insan okur bence...okumak ve öğrenmek
isteği yok insanımızda...ne kadar okursa o kadar öğrenecek ve sorgulamak zorunda hissedecek hem kendini, hem çevresinde gelişen olayları, vs...
matbaayı 600 sene sonra kabul eden Osmanlı bu mirası (okumama alışkanlığını) bırakmış olsa gerek bizlere..
__________________________________
Nesrin CANSEVER
Bu hesaba göre; sokakta gördüğümüz 10 insandan özellikle 3 veya 4 tanesi hiç kitap okumuyor demektir.
__________________________________
Fatih YAVUZ
Ambalaja Sarılmış Kahkahalar
Şekerciler çarşısında
Tatlı bir ufaklık.
Mektebi heybesine koymuş
çalışır besbelli.
Bal gözlü,elma yanaklı çocuk.
Çoktandır oynamayı unutmuş
Acısını toplar bademin.
Şıralı ağda gibi elleri
Mürekkep olsaydı yapış yapış.
Pastel renkli kutularda
Özledikçe kitabı…
Umut incecik jelâtin
Serçe yüreğinde yırtılır.
Kanayan yaradır bu,dramatik.
Ambalaja sarılmış kahkahalar
Tanıdık, bildik.
Eğreti duruyor afişlerde zil
Resimli kampanyalar sıtmaya tutulmuş
Sloganlar arasında titriyor kelimeler.
Yıllardır bilinir, görmezden gelinir.
Binlerce çiçek var benim yurdumda
Eğitim hakkından yoksun.
Kimi körpe yaşta gelin
Bazıları şekercide çırak.
Kılıçtan bile keskin olan kalem!
Bir hamlede doğrasaydın yoksulluğu
Sınıfta büyüseydi çocuklar…
O zaman
Ferdaya güvenle baksaydık,
engiin engin…
__________________________________
Hidayet ERDEM
Cok basit; kitap okuma aliskanligi en az olan milletler icinde yer aliyoruzda ondan..
Saygilar
Hidayet Erdem
__________________________________
Ahmet TIĞLI
Olayı sadece şiir kitapları çerçevesinde görmemek gerekir.Türkiyede kitap satışları çok düşük.Bunu sadece halkın alım gücüyle izah etmek çok yanlış olur.Bu olgu toplumumuzun 1980 sonrası kültürsüzleştirme politikalarının bir sonucudur.Geçen gün bir yazarı dinlerken ''Kayıp Bizans' kitabı ile ilgili Türkiye de 5 bin,Yunanistan da 46 bin sattığı ifade edildi.Küreselleşme kültürü halkların bilinçlenmesini istemiyor,çünkü sömürü çarkları dönmez halk bilinçlenirse.Bu kültür televole kültürüyle başladı dizilerle devam ediyor.Bu ülkenin insanları bu afyonu bırakıp ne zaman kitap okuyacak.Sokağa çıkıp soralım,çıkan kitaplardan haberdarlar mı,dünyayı son haliyle kavrayabiliyorlar mı? Küreselleşmenin tüketim toplumunun dayandığuı son noktadır bu.Paranın imparatorlarının izin verdiği kitaplar basılır ve satılır.Herşey ticarileşmiştir.Kaç şiir kitabı yayınevleri tarafından basılmaktadır,kim alır bunları.Ama Orhan Pamuk un Kar kitabı çıktığı yıllarda daha okunmadan incelenmeden gazete ve dergilerde övgü konusu yapılmıştır.Mekanizma hemen çalıştırılmıştır.Çünkü beyinler emperyalist kültüre hizmet için yıkanacaktır.Şunu demek istiyorum bu iş küreselleşmenin (emperyalizm in) dayattığı tüketim toplumunun kurallarıyla ilgilidir.Sevgiyle kalın.
__________________________________
Türkan DİNÇER
Kitap okumak mi. Türkiye de böyle bir soru sorulduğunda önce kendimi sorguluyorum. Neden okuma alışkanlıklarının oluşmadığını veya oluşturamadığımızı, sonra cevaplarını vermeye çalışıyorum ama inanın çok zor cevaplıyorum.
Önce gerçekten okumak isteyen insanların var olduğunu görüyor ama ellerinde imkanları olmadığı için bir kitap alıpta bu açlığını gideremediğini. ardından hiç okumak istemediği halde kütuphanesinin adını bile bilmediğimiz yazarların kitapları ile dolu olduğunu ama hiç birinin sayfasının bile açılmadığını görüyorum ve o zaman işte gerçekten içim yanıyor.
Önce kitapların maliyetlerinin düşürülmesi gerek gerçek okuyucuya ulaşabilmesi için. Ülkemizde gelir durumu düşük olan kesim genelde okuma ve öğrenme açlığı çekiyor. Bu maliyetler düşürülmediği sürece okuma alışkanlığımız her geçen gün düşecek. Korsan almaya kalkışsa içinde o kadar eksik varki okuduğundan hiç bir şey anlamayacak (kaldiki emek hırsızlığı en az düşünce hırsızlığı kadar kötü) . Elinde her türlü kitabı olan kişilerde paylaşmayı sevmediklerinden başka birine kitaplarını verip okumasınıda sağlamayacagına göre bizler çok bu soruyuı çok hada sık sorar duruma geleceğiz sanırım.
Diğper bir neden toplumda sorgulayan, düşünen ve yargılayan beyinlerin her geçen gün azalmaya başlamasıdır okuma alıuşkanlığının ortadan kalkmasına sebep. Günümüzder kitrap okuyanlar değil, her türlü şaklabanlıkları yapanlar en kısa yoldan şöhret olup para kazanıyorlar ve bunu gören gençlik'okuyupta ne olaca, şuraya yarışmaya girelim hemen şöhret olur paraları götürürüz' manığı ile bakmakta. Yani yine medya devreye girmekte ve abuk sabuk proğramlarla okuma alışnalıklarını yok etmekte ama bunu hiç birimiz görmemezlikten gelmekteyiz.
Çok uzattım ama ülkemizde meşhur olmak bu kadar kolayken hiç kimsenin kitap okumasını ve kitap almasını bekleyemeyiz. Eğer böyle bir beklenti içine girersek hayal kırıklıkları yaşarız.
Saygı ve sevgiler
__________________________________
Gül DOĞAN
Ülke olarak şiiri çok sever miyiz acaba? Benim ailemde benden başka şiiri seven bir dayım vardı bekarken o da :))) Kitap satışları düşük çünkü yaşam standartlarında kitaba verilen parayla eve fazladan bir şey alma çabası var. Promosyonlar belki yeterli değil. Ticari kaygı gütmemek lazım kitapları ama bu da şart olmalı. Mesela en çok satanların % 90 ı tv ile bağlantılı. Medya geçmişi olup ali veli adını ayşe fatma ismini güncelleştiren insanlar. Ben mesela aşırı alıyorum ama şiir kitabı gerçekten bir defa aldım ömrü hayatımda. Evimde kitaplığımda her tür kitabı bulabilirsiniz. Kitaba ve sinemaya verdiğim paraya acımam. Lüksümdür benim derim ama insanlarımız kitap okumuyor. Kızımın okulunda etkinlik düzenlendi. Geçen 2 ay boyunca ay 1. oldum en çok ben okumuşum. AYda 27 kitap ortalaması ve 4500 üstünde sayfayla. Okumayı sevmiyor insanımız ve bir etkende artık sanal ortam. Herşeye internetten ulaşılıyor. Müzik video kitap şiir vb arttırabiliriz. Ben anne ve hamilelik üzerine doktorum yerine önce sitelere bakıyorum mesela. Düşünün bunun birde bilimsel sohbet yanınıç. Konuşmayan bir ülkeyiz okuyan nasıl olabiliriz ki? sevgi ve selamlar.
__________________________________
Numan ŞAHİN
Sahi o kadar çok mudur şiir yazan.ben o kadar çok olduğunu zannetmiyorum.iyi- kötü demeden yazmak daha kolaydır.(tabi aslında yazmakta bu kadar kolay/ucuz olmamalıdır.) okumanın ise çok değişik zorlukları/külfetleri vardır.mesela birçok kişi şiir okumadan(bir şiir altyapısı oluşturmadan) veya belirli(kendisine yakın gördüğü) şairleri okuyarak şiir yazıyor.tabi bu durum ülkenin genel kutuplaşmaları ile de ilgili..esasen şiir tarihsel süreç içinde hep edebiyatın öksüz çocuğu olmuştur.şiirin bu öksüzlüğü halen devam etmektedir..
_____________________________
Nadir SAYIN
Bence kitap okuma bir yetişme/yetiştirilme tarzıdır ve kültürel anlayıştır. Bunun süreci 0 ile (hatta af buyurunuz çocuk anne rahminde iken anne kitap/okuyup okumamasına uzanan derinlikte) 12 yaş arasındadır. Ondan sonraki bizler yani kitap okuyanlarımızın durumu esasında ya bir tesadüf, ya bir göstermelik/etkilenme ya da bir bireysel bilinçlenmişlik boyutudur. Sanıyorum birçoğumuz biliyor; Japon’yada bir kişiye yılda 25 kitap ve bu ise Avrupada (yanılmıyorsam) 15 düzeyinde iken, bizde bu yılda sadece 6 kişiye bir kitap düşmektedir. Bu tablo vahim olsada henüz temel yapıyı kavrayamamış/uygulayamamış toplumumuzda var olan okunma sayımıza dahi ve 10 kişiden 4.. 5 kişiye kadar şiir yazanıyla sevinmemiz gerekir..diye düşünüyorum..
Dostlukla..
Nadir Sayın
________________________________
Türk ÖĞER KOÇ
Kitap satislarinin dusuk oranda kaldigina pek fazla katilmiyorum, Ulkemizde 5000 baski olarak gosterilen kitabin ozunde resmi rakami korsan olan kismi bunun cok daha uzerinde birde bandrolsuz baskiyi uzerine kosaniz bu sayi cok daha yukarilarda, Zabita tedbirlerine ragmen halen kitap sergileri gec saatlerde sergileniyorsa bu isin rantindan ve pazarindan dolayidir kitapcida satilan bandrollu her bir kitap icin sokakta 50 ve daha yukarisi satiliyor diyebiliriz, bizim cevremizde haftada 2 kitabin altinda degis toku yapmayan yok gibi... Ona ragmen okunma oranindan sikayet edilir, Bandrol istatistikleri ile... Siir de ise bir enflasyon var arayis var buda emeksiz rant (un olarak) olunca okumada siirden kacisi getiriyor, Siirlerimi yorumlayin siirlerimi ziyaret edin laflari mesajlari bunun gostergesi, siir kitabim cikti alirmisiniz, nasil cikti bastirdim parasini sebepler ortada....
________________________________
Ali Rıza ATASOY
Evet; ülkemizde öteden beri kitap okuma alışkanlığı oranının gelişmiş ülkelere nazaran çok düşük olduğu söylenir.Ancak bu sene eğitim öğretim yılı başında katıldığım bir programda yaptığım konuşmadan birkaç pasaj aklımda kalmış, inşallah hafızam beni yanıltmamıştır. O da; yapılan bir araştırma sonuçlarından verdiğim rakamsal bilgidir ki ülkemizde 2005 yılında 19 milyon kitap basılmışken bu rakam bir yıl sonra yani 2006 yılında 36 milyon olduğu şeklindeki olumlu yönde gelişmeyi gösteren sevindirici bilgidir.
İkinci bir husus; evet yine ülkemizdeki fert başına düşen milli gelirin düşüklüğü ve adaletsiz gelir dağılımı gibi ekonomik faktörlere bağlı pek çok sosyo - psikolojik ve kültürel etkenler de kitap dergi gazete gibi yayınları okuma alışkanlığını olumsuz yönde etkileyen faktörlerin başında geldiği hepimizin bildiği bir gerçektir.Çünkü iktisat-işletme lisans eğitimi almış birisi olarak bu ve benzer konularda geliştirilmiş pek çok teori olduğunu biliyorum. Bu teorilerden birisi de Abraham Moslow’un “İhtiyaçlar Hiyerarşisi” teorisidir.Buna göre ihtiyaçlar öncelik sırasına göre; biyolojik ihtiyaçlar(yeme-içme) , fizyolojik ihtiyaçlar(giyinme-barınma) , güvenlik(korunma) ihtiyacı, kabul görme (beğenilme) , lüks ihtiyaçlar vs gibi öncelik durumuna göre sıralanır.Buna göre insanoğlu en önde gelen ihtiyaçlarını gidermeden bir sonrakileri ve lüks ihtiyaçları düşünemez. İşte bu nedenle ülkemizdeki ekonomik gelir dağılımının da konuyla ilgili olumsuz bir faktör olduğunu düşünüyorum.
Üçüncü bir husus ki (bu biraz benim şahsi görüşümdür) : özellikle şiir de dahil olmak üzere herkesin sanatla uğraşma mecburiyeti varmış gibi herkes şiir yazmaya, herkes resim yapmaya, herkes müzik yapmaya özenince ortaya sanat enflasyonu çıkıyor.Şüphesiz şiir dahil bütün sanat dalları amatör uğraş alanlarıdır, birer meslek değildir, bu alanlarla uğraşmak isteyenlerden elbette bir sertifika bir diploma istenmez.Ama toplum olarak biraz da her şeyin aşırısına kaçma geleneğimiz şiiri ve sanatı da bu mecraya sürüklemektedir.Örneğin bazı antoloji kitaplarına dahi şiir adıyla girmiş öyle enteresan metinler var ki, bunların şiir / sanat olamayacağını öğrenmek için bir bilene sormaya hiç gerek yok, adam aklına ne esmişse şiir diye yazmış onlar da şiir diye yayımlanmış, işte şiir ve sanatın seviyesini her geçen gün yükseltme gayesi güdülmesi gerektiğinin aksine tem tersine olarak bu tür duyarsızlıklara sessiz kalınması hatta birbakıma bunların gerçek okuyucu gözünde hiçbir kıymet ifade etmeyeceği biline biline kabul görür gibi iltifat gösterilmesi gibi hususlar da hakiki sanat ehlini ve okuyucuyu bu sahadan uzaklaştırmaktadır düşüncesindeyim.Tıpkı bir zamanlar televizyonlarımızda revaçta olan aile kavgası programları, pop satar yarışmaları vs gibi bir anda enflasyona dönüşen sanat duyarlılığı bir anda da yok olmaya mahkumdur.
Bir eğitimci gözüyle sonuç olarak şunu da ilave etmek isterim; ben şahsen ilkokul öğrenciliğimden bugüne kadar aralıksız kitap – dergi – yayınları okuyan takip etmeye çalışan birisiyim.En son geçen hafta okuduğum Semerkan adlı romanı ve belgelerle Orhan Veli adlı bir bilimsel çalışmayı okudum, geçtiğimiz hafta içinde başladığım üçüncü bir kitap ise o ünlü Şu Çılgın Türkler romanıdır, halen okumaya devam ediyorum.Bununla birlikte düzenli olarak aylık abone olduğum birkaç edebiyat ve kişisel gelişim dergisini düzenli olarak her ay alır okurum.Ayrıca çalıştığım kurumun ve diğer kurumlardan gönderilen aylık ortalama on civarındaki dergiyi de okurum.Bugün iki ayrı okuldan iki grup öğrenci ziyaretime geldiler ve benimle okul dergilerinde yayımlamak üzere röportaj yaptılar.her iki grupta...
_____________________________
Şiir Perisi GrubuKayıt Tarihi : 23.3.2007 21:05:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Sevgi ve saygı ile...
TÜM YORUMLAR (2)