//..GÜNÜN SORUSU...Türk şiirin 'altın ça ...

Şiir Perisi Grubu
220

ŞİİR


16

TAKİPÇİ

//..GÜNÜN SORUSU...Türk şiirin 'altın çağı' hangi yıllara denk düşer?

Bugünün şiirini belirlemesi, beslemesi ya da yön vermesi açısından Türk şiirinin “altın çağı” sizce hangi yıllara denk düşer?

________________________
________________________

Nesrin Cansever

Dilde ve biçemdeki gelişimi; Osmanlı Dönemi yadsınırsa doğru tespit edilemez düşündeyim. Hangi akımı öne çıkarsak, beğenimizi ortaya koymuş olacağız. Biraz daha uzaktan bakmak yararlı olur belki.

Önce tasavvuf ve aşka dair şiirler vardı; sonra aydınlanma dönemi şiirleri geldi; onu, devlete muhalif şiirler izledi. Her dönem içinde toplumsal yapı ve düzenin eleştirisi şiirlere yansıdı.

Son dönem, modernist yapı içinde çiçek açmış bir bahçenin, postmodern ve tahribatı esas almış eleştirilerle cebelleştiği bir dönem. Eğer bir altın çağ olsaydı; bu dönem bu denli gevşek, savruk, dağınık ve savunmasız yaşanamazdı.

Türk Şiirinde eleştirinin gelişmesini izlemek; şiir üzerine hangi dönemde nelerin belirleyici ve yönlendirici olduğunu gösterdiği gibi; beslendiği kaynakları; felsefe ve sanat akımlarını da gösterir.

Türk Şiiri altın çağını hiç yaşamadı. Kendinden beslenecek olgunluğa da henüz erişmedi.

Ancak, çocukluk çağındaki bir toplumun ergenlik çağına geçmesinde büyük katkıları oldu. Ruhları ve akılları eğitti. Bir kere böylesi bir gayreti ve gayesi oldu. Muhalefeti ile yetişkinliğe geçmenin sancılarını özendirici kıldı. Şiire okur yetiştirdi. Olgunluk çağını/altın çağını ise henüz yaşamadı. Usta şairler yetiştirdi, iyi şiirler üretti.

_________________________

Türk Öğer KOÇ

Türk Şiiri derken Atatürk tanımı içerisine girdiğimizde ki bu tanım Türkiye Cumhuriyeti ile başlar Cumhuriyet dönemi şair ve şiirlerine bakmamız gerekir, köken olarak dersenz etkileşimler Osmanlının Arap, Fars, Fransız, Alman ve benzeri etkileşimleri göz ardı edilemez ama süreç yeniden insanın doğal yolla kendini anlatımına doğru getirdi, Kırgızlar Oğuzlar orta asya kökenlilerin seyah biçimindeki kopuz eşliğinde doğaçlamaları, yada şiirsellikleri de göz ardı edilmez, yunuslar karacaoğlanlar pir sultanlar, Divan bir başka deyiş ile saltanat nusikisi ve şiiri de yadsınamaz, altın çağ şairin olgunluk dönemidir, bunu birazda kişisel bazda görüyorum, Ahmet Arif altın çağını yaşarken Orhan Veli çıkış döneminde olabiliyor...

_____________________________

Ahmet TIĞLI

Günaydın arkadaşlar; öncelikle sorunun cevaplanması çok zor olan rafine bir soru olmadığını ifade etmek isterim.Öncelikle geriye doğru değilde bugün edebiyatımızın ulaştığı nokta açısından değerlendirmenin doğru olacağı kanısındayım.Bugün edebiyatımız küreselleşme sürecinde gelinen noktadır.Bu nokta küreselleşmenin,bir başka deyimle emperyalizmin ideolojisi olan postmoderniz in dayatması ve tuzağıyla karşı karşıya olduğumuz noktasıdır.Postmodernizm denilen başbelası,mikro milliyetçiliği körüklemekte,ulusal dilleri bozmakta,insanı maddenin bir parçası yaparak toplumlarda sevgiyi unutup sevgisizliği acımasızlığı zulmü getirmektedir.Bu durum tesbitini yaptıktan sonra ne yapılabilir.40 ların şiiri Garip ekolüyle eski şiiri yıkmıştır,buna tepki olarak çıkan İkinci yeni akımı anlamsızlığı getirmiştir.Bu da bozulmadır.Çünkü bu ekolün teorisyenlerinden Turgut Uyar'Anlam ve anlamsızlık arasındaki mücadele anlam lehine sonuçlandırmıştır'diyerek noktayı koymuştur.Bugün yapmamız gereken bana göre şudur.Geleneğe öykünmeden(taklit etmeden) geleneğe yaslanarak Türk şiirini çağdaş anlayışla kesinlikle postmodernizm değil,yeniden yorumlamak ve şuanda imgeyi reddetmeden ama anlamsızlığa da kaçmadan,imgeyle anlam çağrışımları yaptırarak Türk şiirine yeni bir rota çizmektir.Felsefeni manifestosunu ararken küreselleşme gerçeğini gözardı etmeden,ama onun tuzaklarından nasıl uzak durabiliriz düşüncesini kaygı yaparak yola devam etmektir.Tekrar imgeye boğarak bir anlamsızlığın içine sürüklenmek Türk şiirini postmodernizmin tuzağına düşürür.Saygılarımla.
_____________________________

Aydın SEVGİ

Şiir Perisi Grubu Yıllarına denk düşer bence... :)

Şaka yaptığımı düşünseniz bile aslında ciddi söylüyorum.
Ben ne tarihte ne de bugün böyle bir paylaşım yapan başka bir grup bilmiyorum.....siz biliyorsanız bu tezimi çürütmüş olursunuz. Hadi kolay gelsin..!
_____________________________

Burhanettin AKDAĞ

Türk şiirinin altın çağı yaşansaydı sanırım birçok şairimiz yurt dışında okunuyor olurdu bugün.

Ama ben bu soruya cevap olup olmamasına bakmadan özellikle Halk Ozanları döneminin halen hem okunma ve hem de söylenme (türkü) bakımından altın çağı demesek de en güzel çağları diyebilirim.

Bir Yunus, bir Emrah, bir Karacaoğlan, bir Dadaloğlu halen okunurken keyif alınmaktadır.

Ama altın çağ derseniz cevabım çok net olmayacaktır ne yazık ki.

______________________________

Akın Akça

garipçilerle ikinci yeninin odağında kalmış oktay rifat ve zamanında atilla ilhan şiir için çok ter dökmüşler o dönemler. aklıma geldi bu

______________________________

Ahmet DAŞ

GARİPakımı
orhan veli kuşağı

________________________________

Sevil NİZAMOĞULLARI

Bana göre Türk şiiri Nazım Hikmet'le bir çağa ayak atmıştır. Hisarcılar olarak anılan bu akım biçimde ve özde yeniliği getirmiştir şiire. Ama Türk şiirinin altın çağı olarak adlandırılan bir çağ olsaydı Orhan Veli'nin çağı yani Garip Akımı olurdu herhalde..

________________________________

Gül Doğan

Ben diğer üyeler gibi cevap veremem belki ama araştırdığımve anladığım okuduğum kadarıyla beş hececiler den sonra okuma oranı artmış ve garip akımıyla altın çağını yaşamıştır. Bilirsiniz ki rahmetli Orhan Veli sağlığında en çok okunan şairmiş.. Ki şu anda olan ve kitapları okunan şairlerimiz oranı kıyaslayacak olursak o tanıma yakınlar.. Ölüm tarihleri çoğu şairin kısacık hayatlarında yüreğindekileri paylaşma içerisinde olduğunn kanıtı. Varlık dergisi zamanında bir klasikmiş okuduğum şiir ve şair biyografilerinden bunu anlıyorum. Ama şu anda sanal ortamda çok okunuyor gibi gözüksede pek okunmuyor üzülerek söylüyorum.. Saygılarımla..

______________________________

Halil İbrahim SEVEN

1915 İLA 1940 LI YILLAR ARASI

______________________________

Ali Aldemir

Bu soruyu irdelemeden önce, bu gün içinde bulunduğumuz süreçte Türk Şiirinin bir altın çağından çok bence,Türk edebiyatı dünya edebiyatının neresinde? . Buna bir bakılmalı diye düşünmeliyiz.Ama şunu ifade edebilirim soruya yönelik olarak.Türk şairleri, gerek dün gerek bu gün, gerçekten bu ülkede olabildiğince çok üretmişler.Ancak beyin ve yürek işçisi dediğimiz şairlerin ürettikleri toplum tarafından ne ölçüde tüketilmekte ve şairlere ne kadar değer verilmekte. Bir de bizim ülkemiz inasınının eğitim ve kültür düzeyi göz önüne alınırsa bu soruya verilecek yanıt biraz daha güç olur Benim yakın arkadaşım olan bir dostumla bundan bir kaç yıl önce şiir üzerine bir sohbetimizde, aynen şöyle dedi 'ben şairlere inanmam onlar yalan söyler' Yani biz herşeyden önce ve öncelikli olarak ülkemiz insanın eğitim ve kültür düzeyinin yükseltilmesi noktasında çaba sarfetmeliyiz diye düşünüyorum.Uluslararası alanda çok ünlü olan şairlerimize bir bakın en fazla kaç kitap satıyor. Ya da günlük gazetelerin tirajı ne kadar? Yetmiş milyonu aşan bir ülkede çok komik rakamlar... Saygılarımla...

______________________________

Şiir Perisi Grubu
Kayıt Tarihi : 22.2.2007 09:43:00
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Şiir Perisi Grubu