//..GÜNÜN SORUSU...Sizce şiirin uzunluğu ...

Şiir Perisi Grubu
220

ŞİİR


16

TAKİPÇİ

//..GÜNÜN SORUSU...Sizce şiirin uzunluğu kaliteyi düşürür mü?

Sizce şiirin uzunluğu kaliteyi düşürür mü?

_________________________

_________________________

Hülya DAL

bence şiirde uzunluk önemli değildir. Önemli olan şiirin bittiği yerde şiirin sonu gelmelidir. Güzel bir şiir ortaya koymakta ilişiklendirme imgelerin yarı açık olması kolay anlaşılır olması daha önemlidir. Önemli olan gereksiz satırlarla şiiri uzatmak değil az satırlarla çok şey anlatmaktır. Gereksiz cümlelerle uzatılan şiirde anlam kargaşası olur. Ama bu kısa şiir yazın uzun yazmayın demekte değildir. Çok uzun ama çok şey anlatılan şiirlerde vardır. Önemli olan okuyucunun ruhunu okşayabilmektir. bir dörtlükanlatılan çok güzel şiirler vardır. ilk bakınca bir dört deriz ama okuyunca çok şey anlattığına tanık oluruz. Gereksiz sözcüklerle kalabalık yazılan bir şiirden gerekli sözcükleri kullanıp yazılan şiir herzaman daha iyidir. saygılarımla

_________________________

Ziya DOĞAN

Şiirin uzunluğunun kaliteyi düşüreceğine inanmıyorum, güzel şiir destan gibi bir kitap doldursa insanın içinde günlerce kaybolsa bile büyük zevk alacağına eminim, ama şiirin içinde fazla kelimelerin kaliteyi düşüreceği konusunda hemfikirim,

Tüm grup arkadaşlarıma
sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

_________________________

Burhanettin AKDAĞ

Şiirin uzunluğu veya kısalığının kaliteyle ilk bakışta ilgisi olmamalıdır. Yani eğer şiirin teması güzel, dizelerde kullanılan imge ve kelimeler sıkıcı ve tekrar olmuyorsa akıcılık sağlanmış olur ki bir solukta şiirin sonuna geliniverir.

Ama ister hece olsun, ister serbest olsun dizeler ve kelimeler tekrardan ibaret oluyorsa elbette hem kalitesi düşer hem de sıkıcı olur. Şiirin kendini okutturmasınınuzunluk veya kısalıkla ilgisi olmaması gerekir.

_________________________

Suna DOĞANAY

Hülya Hanım'a tamamen katılıyorum. Birkaç dizeyle derin düşündürmektir önemli olan. Sayfalar dolusu aynı çemberin çevresinde dolaşmak değildir. Saygılarımla.

_________________________

Rabia BARIŞ

Şiirde üslup önemlidir. Yazılan şiirin teması güzelse, dizeler akıcıysa, okuyanı veya dinleyeni çekiyorsa. Uzun şiir güzeldir. Aksi halde uzun şiir dimağı yorar. Aynı zamanda, dinleyiciyi de, okuyucuyu da usandırır. Asıl olan az ve öz olanıdır. Şair az sözle çok şey anlatmalıdır. Yoksa herkes aynı dili konuşuyor, şiir yazmaya ne gerek var. Şairi toplumdan farklı kılan bu özelliktir. Herkes gönlünden döküleni yazabilir fakat her yazılan şiir olamaz. Günümüzde şair ve şiir hatır gönül işi oldu. Şiire değil de şaire not veriliyor. Böyle olunca, ister istemez şiirde kalite düşüyor. Şiir toplumun vazgeçilmezidir. Dünyanın ortak dilidir.
Ülkeler başta kahramanlık olmak üzere, pek çok şeyi, sevinçlerini, üzüntülerini şiirlerle dile getirirler. Bu nedenle şiirde kalite şarttır. Uzun veya kısa olması önemli değil, önemli olan şiirin güzel olmasıdır…

Rabia BARIŞ

_________________________

Akın AKÇA

düşürmez bence arttırır ama kendini anlatması gerek. dış dunyadaki kendini ve ya da içindeki kendini.
böyle böyle özenebilir o zaman insan. uzun yazsa da kalite düşmez o zaman bence

bazı kısa şiirler var ki, çok dolu oluyor destan gibi. bazı uzun şiirler var ki boş olabilir katılırım, ama sanırım genelde dolu oluyor cunku ne yöneltmiştir ki uzun yazmaya? ama en dolu da olacak diye bi şart yok tabi. şiiri yazanın yapacağı bir şey bu.

evet tekrarlar ve kelimelerin fazla çevrimlenmesi vs. kaliteyi düşürebilir.

_________________________

Erol ERDOĞAN

Şiirin uzun olması belirli oranda risk unsuru taşır ancak doğrudan etkilemez şiirin kalitesini.Şairin, bütünlüğü ve yapıyı bozup bozmamasıyla alakalıdır diye düşünüyorum, şiirdeki uzunluk- kalite ilişkisi.Saygılarımla...

_________________________

Hidayet ERDEM

Siirin uzunlugu verilecek mesajin anlamina baglidir.Bence siiri uzatmak veya kisa tutmak ikiside ayri beceriler gerektirir.
Cok uzun olan siirler eger her misrada okuyucuyu etkileyecek dizeler carpici vurgu ve ayri bir ozellik tasiyorsa yormaz,tam tersi sozkonusu ise okuyucuyu yorar ve akiciligini yitirir kanaatini tasiyorum..
Saygilarimla

_________________________

Türk ÖĞER KOÇ

Agacin uzunlugu yasini gostermez kuturuna bakarsiniz bir baska deyis ile icerigine, bicimsel ve kalipsalsa bicimine ve kalibina, hangi acidan incelemek istediginiz ve hangi amaca hizmet verdigi onemlidir...
Nazim Hikmetin Kuvayi Milliye Destani, Memleketimden Insan Manzaralari, Mehmet akif in Istiklal Marsi Uzun Ve ayni sairlerin cok kisa siirleride kalite olarak ust duzeyde mevcut...

_________________________

Burcu YALKIN

Şiirin kalitesi bence uzun veya kısa oluşuyla ilgili değildir.Başından sonuna kadar etkilemesi ve merak uyandırması gerekir.Bunun için şiirin kurgusunun iyi olması gerekir.Ne kadar uzun olursa olsun duygudan yoksun bir şiirde amacına ulaşmamış demektir.Sonuçta şiir yüreklere sesleniş demektir.Saygılarımla...

_________________________

Şiir Perisi Grubu
Kayıt Tarihi : 11.4.2007 00:25:00
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Yaşar Cerit
    Yaşar Cerit

    Bence de şiirin uzunluğu kısalığın kaliteyi asla düşürmez yeter ki konu akıcı bir dille yazılsın.Evet öyle bir şiir yazarsınız bir dörtlükte derinliğinin için de okuyucu kaybolur gider,evet uzun bir şiir yazarsınız hçbir mısrasında lüzümsuz cümleler kullanmazsınız ve de çok akıcıdır okuyucu bir yudım da okuyu verir sonu merak eder.Hadi haddim olmayarak bir uzun birde kısa şiirimi yazayım bu sayfaya ne dersiniz...? yazdıklarım da haklılık payım var mı ...! acaba,yoksa ben de yanılıyormuyum herkese saygılarımı sunuyorum.....



    Mavi

    Dürüst olamadık,
    Hiç birimiz.
    Nereden geldik,
    Nasılda oynadık....
    Yalan söyledik kendimize,
    İnanmadık birbirimize,
    İnandıramadık.....
    Evdeki kediyi bile,
    Öğrenmediğimiz bir şeyi,
    Öğretemedik birine.
    Soramadık maviye,
    Mavi olduğundanmı mavi,
    Yoksa;
    Denildiğindenmi mavi diye.

    Yaşar Cerit
    Adanalı Olmak

    Dışarda yağmur,
    Bir kış günü,
    Gece yarısı,
    Yıldızlar çekilmiş;
    Şimşekler çakıyor..
    Gökkubbe kudurmuş.
    Üşümemek,
    Titrememek elde mi!
    Çok soğuk,
    Zehmeri ayındayız.
    Yaş oniki onüç,
    Yeni yetmeyiz..
    Fi tarihinde,
    Külhanlar toplanıyor,
    Bu evde..
    Taksiler geliyor,
    Sessiz sessiz,
    Göremezsiniz, abilislide!
    Dolan ayı,
    Dolun ayı.
    Yerde,
    Gökte,
    Bu köyde;
    Çıt yok.
    Şimşekten başka,
    Sesde,
    Ses verende.
    Gecenin yarasaları,
    Alemin efendileri,
    Birer ikişer;
    Usulca geliyor.
    Müfrezenin yanında,
    Tam köy meydanında,
    Kafayı komutana atmış.
    Namıdeğer Ceritlerinoglu,
    Halil ağanın dölü;
    İsmet Özdemir.
    Ağzını burnunu dağıtmış...
    Bilinen üçü ölümle,
    Görünen onüçü,
    Yaralamayla sonuçlanmış.
    Dikenli bir yol,
    Öyle bir hayat.
    Duyanlara göre!
    Bu hadise,
    Çokta hafif kalmış.....
    Paşa paşa yatmış,
    Bir kafaya?
    İnfazınıda yakmış;
    Yedi sene sonraya dönmüş.
    Geçmiş olsuna gelir,
    Güzel dostları,
    Hepsi jilet gibi,
    Mongol gömlekli;
    Takım elbiseli.
    Havlunun önü,
    Tonla araba dolu,
    Şavrole fındık sekiz;
    Altı silindir derseniz!
    Bulamazsınız.
    Siyah ve beyaz,
    Ondan başka,
    Renkte göremezsiniz.
    Ağır ağabeyler Abilislide,
    Koca salonda,
    Gürül gürül,yanıyor
    Sobada ortada.
    Ciğaralar sarılıyor,
    Sohbet koyu,
    Ciğaralar yakılıyor,
    Muhabbet bi milyon.
    Bir tur dönülüyor,
    Kafalar iki milyon.
    Bu alemin raconu,
    Ortama uyacaksın!
    Yoksa uydururlar?
    Uymayacaksan......!
    Gelmeyeceksin,katılmayacaksın
    Dışardan martavalda,
    Okumayacaksın.
    Bir etek dibinde,
    Sinipte öylece kalacaksın.
    Yiğitler aleminde,
    Kurtlar sofrasında!
    Dansöz gibide;
    Kıvırtmayacaksın.
    Ağır taş batman dövermiş......
    Saygıda kusura afta yok.
    Diller dolandı çözüldü!
    Sözler geldi düzüldü!
    İnce Cumaliye,Süleyman Sırrıya! ?
    Ozanlardan sarı Remziye.
    Yeni yetmeyiz,
    Sessizce dinlemekteyiz,
    Kurşunun adres sormadığını;
    Ta ezelden öğrenmekteyiz.
    Ölümün yosuni kokusuna!
    Ölümüne meraklıyız.
    Barabellum,ummanla
    Oralardan tanışırız.
    Namı deger!
    Çeto Zekeriya,asfalt Rızalar,
    İşte bunlar Adanalılar,
    Sapına kadar;
    Adanalı külhanlar.
    Sonradan olma,
    Çakmada değiller koçum?
    Mangal gibi yürekli olanlar,
    İşte onlar;
    Gerçek Adanalılar.
    İsmet emmim,
    Adanalıyı sevmem demezmi!
    Çıt yok.
    Sıcak oda da,
    Buz gibi esinti.....
    Tekrar tekrar,
    Tane tane,
    Üstüne,basa basa.....
    Evet beyler hoşgeldiniz;
    Sefalar getirdiniz.
    Adanalıyı hiç sevmem,
    Ben Adananın çocuğunu,
    Öz çocuğunu severim.
    Gerektiği yerde de,
    Onun yoluna,baş koyarım
    Uğruna tarihte yazarım.
    Yedi düvele nam salanlar,
    Koca vezirde,deveciler
    Ceyhanda,Tarzan Mehmetler
    Adananın öz çocukları;
    Sinan paşa,yavuzlar
    Kiremithaneyi hayal ettim.
    Of be,of ki of......
    Emek mahallesini,
    Bir meydanı,
    Yiğitler diyarını.....
    İçime öyle çektim,
    Bir ciğaranın,
    Dumanı gibi.
    Hürriyeti,gül bahçeyi
    İliklerime kadar soludum..
    Düş beyazı,
    Bir hayal gibi.
    Şu sıralar.
    Dumlupınarda,
    Yiğit kaçağa düşmüş,
    Hökümetlerin giremediği,
    O mahallede.
    Aynasızların,
    Yol bel kesemediği,
    Yiğitlerin diyarında,
    Düş görür gibiyim;
    Külhanların kervanında.
    Adanalı olmak yetmiyor,
    Adanalı doğmak gerekiyor.
    Mirza çelebide,
    Adam gibi,adam olmak
    Harbiden efendilik istiyor.......
    Ölüm dediğin neki gülüm?
    Ha trafik kazası,
    Ha bir deprem,
    Yada bir körkurşuna;
    Gitmenin sevdası.
    Ölüm öte yamaçda değil,
    Ölüm beri yakada....
    Ölümede çalım atmak,
    Yiğitlerin diyarı,
    Adanada.....
    Bunları duyuşum,
    Bunları görüşüm,
    35 yıl öncesiydi.
    Şimdilerde serçe misali,
    Düşlerin otobüsü gibi!
    Uğrayıpda,uçtular.
    Geçmiş tarihin,
    Tozlu sayfalarına gizlendiler.
    Kâh Ceyhanda,
    İsmail Topçular,
    Orhan Yorgancılar.
    Kâh Adanada,
    Bir mahallede,
    Bir kahvede,
    Ara sıra açıldılar.
    Okundular anıldılar,
    Geriye tozlu raflara,
    Kaldırıldılar.
    Testinin birgün kırılacağını,
    Hiçte unutmadılar,
    Hep tetikte yaşadılar.
    Su testisiydi,gün oldu
    Su yolunda da kırıldılar.......
    İsmet Özdemir gibi! ?
    İskenderunda;
    Bir deniz kenarında
    Balıkçı lokantasında.
    Cabbar Ağzıdeli gibi! ?
    Yalakda;
    Köy meydanında.
    Asfalt Rıza gibi!
    Taş köprüde,Adanada
    Vuruldular koçum,
    Vuruldular,ama kaçmadılar.
    Kitapta yeride yoktu,
    Kaçacak delikte aramadılar.
    Yürüdüler sıkılan kurşunlara
    Yıkılana dek yürüdüler....
    Ölüme dahi güldüler,
    Garipti bu dünya! ?
    Vuranlar hep kaçtı,
    Vuranlar hep korktu,
    Vurulanlar!
    Meydanlarda kaldı..
    Sokak ortasında,
    Boylu boyunca,
    Ölülerinden bile korktular,
    Onlar ölürken bile;
    Yedi düvele nam saldılar.
    İşte onlar koçum...!
    Doguştan Adanalıydılar,
    Sonradan olmadılar,
    Harbi külhan;
    Harbiden kabadayıydılar.

    Yaşar Cerit



    Cevap Yaz
  • Sami Çimen
    Sami Çimen

    Şirde az sözle şok şey anlatmak önemlidir.Söz çoğaldıkça doğru orantılı olarak anlamda güçlü ve çoğalıyorsa sorun yok.Zorlamadan uzun ,anlamlı,güçün dağılımını dengeli dağıtarak uzun şiir yazmak zordur.Şiir sadece duygu değildir.Zekada çok önemlidir.Güçlü şiirleri yazan şairler zekidir Ben böyle düşünüyorum yarım aklımla.Saygılar

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

Şiir Perisi Grubu