Günümüz şiirinde önemsizi önemli gösterme, gerçeğin üstünü örtme ya da alalayıp sahte bir gerçek olarak sunma varyasyonları çokça yapılıyor. Sanatta ve özelde de şiirde yapılan bu varyete girişimlerinin çok da dayanaksız ve temelsiz olduğunu düşünemiyorum ben. Yani müdahale oldukça bilinçli ve sistematik.
İnsanın tarihinde değerlerin alabildiğine değersizleşerek yerlerde süründüğü dönemler olmuştur. Topyekûn ' şeyleşme ' den etkilenmeyen ve zamanın, toplumun ve tarihin ortasında kocaman bir direk gibi duran bir kazık da vardır elbet: Egemen erk'in kendini ve dünyayı, alabildiğine kendine benzeterek yeniden üretme düzeneği. Bu,kendi gerçekliği çürümüş, çoğunluk için her gün yeni felâketler ve yıkımlar doğuran bir ağır gerçeklik ise hele, yıkılış ve geleceksizlik de bir zorunluluksa elbette yapılan işin uzmanlık katsayısı da o denli yüksek olacaktır. Bugün ' yeni ortaçağın ' teorisyenleri iyi bilirler ki; bu dizge içinde bunalımdan çıkışın olanağı yoktur. Krizin bu denli uzun sürmesinin ve her kıpırdayışta daha da derinleşmesinin başka bir açıklaması olabilir mi? Bu dizge kendini ancak ' tarihin bittiği- F. Fukuyama ' alalamasıyla varedebilir. Ama nereye kadar? Kendi teorisyeninin ağzından özür dileyene kadar! Anlaşılmayacak bir şey yok: Konu sahibinin sesi'nin bile örtemeyeceği denli ağırdır, yaygındır.
Ancak hiçbir dizge insan öznenin toplumsal değiştirme kararlılığı olmadan sona ermemiştir. Böylece de, dolaylı olarak ' özne ' ve ' toplumsal ' kavramlarının öneminin ortaya çıktığını söylemiş oluyoruz.İşte zamanın can alıcı konusu budur: Özne, gerçek özne olmaktan nasıl vazgeçirilir; hele de toplumsal özne olmaktan...Postmodern dayatmaların da, yapısalcı ve yapı sökümcü vb. yeni gericilik manipülasyonlarının da hedefi budur: İnsanı tarihsel özne olmaktan uzaklaştırmak. Son yıllarda toplumsal'ın, toplumcu gerçekçiliğin sanattan ve özelde de şiirden kovulmasının nedeni budur. Toplumda her geçen gün yeni yoksullar ortaya çıkmakta; yoksulluk kemiğe dayanmakta ancak, ne gariptir ki, bu maddi durumun estetik ve sanatsal anlatımı ' doğasına uygun ' davranamamaktadır. Sanat ve şiir dünyasına baktığınızda mutlu insan, rahat ve sorunsuz toplum resminden başka bir resim görülememektedir. Müdahale her yerdedir ve sağlamdır:Tarihsel zor, böyle olmasını gerektirmektedir.
Bir de ilk bakışta hiç görünmeyen bir başka gerçek var ki, başlı başına yaralayıcı... Otosansür, ya da oto kontrol gerçeği... Bilinçli ya da zorlayıcı koşulların etkisiyle yapılan, ya da genel ' havaya ' uymak için ayak uydurulan kötü hal ve gidiş... Hele de bazı çok keskin teorik ve poetik değerlendirmelerle yapılanları var ki; sanırım en çok da bunlar zenginleştirmektedir 'manipülatif müzeyi.'
Diyeceğim şiirimizin, kendi yeryüzü gerçeğinden sıyrılmasının ve rahatsız edici ' sendromlarından ' kurtuluşunun nedenleri çok... Böylece de bu varyasyonların sahiplerine şairlik, eleştirmenlik, edebiyat dünyasına - varsa - kabul edilmişlik, bazı fonlama payları, makam, kürsü vb. şeklinde de getirileri olabildiği bilinen bir gerçektir. E, böyle olunca da akıntıya karşı yüzmenin akılcı bir yanı kalıyor mu? Devir hesap - kitap devri değil mi?
Ben, bu durumun, 1980’li yıllarda başlayan ve küresel kapitalizmin yeni saldırısıyla uyumlu olduğunu ve geçici olduğunu düşünüyorum. İnsan'ın, kendi gerçeğine döneceğine; yabancılaşmadan, kişilk yarılmalarından (şizofreni) anarşist, nihilist ve diğer bunalım orijinli bakış açılarından arınacağına ve yeniden umudun, iyiliğin ve güzelliğin sanatını 'başa getireceğine ' inanıyorum.
Ali Tekmil / 02.04.2007
Ali TekmilKayıt Tarihi : 28.12.2008 18:04:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!