Türk şiirinin bugünkü sanallığa sürüklenmesinde dünyayı - verili / nesnel gerçekliği - algılama ve özümleme dinamiklerinin önemi yok mu? Sonuçta sanatçı bir verili gerçeklikten yola çıkar ve bu gerçekliği yansıtır, dönüştürür. Bu gerçekliğin, dünyanın şu durumunun ağırlığı mıdır, şiir içi ve dışı ' müdahaleler ' midir, ya da otosansür kurumu mudur ki nesnel gerçeklik, aslında sanattan ve özelde şiirden itilmektedir?
Sanatsal ürünün, üzerinde boy attığı felsefi ve tarihsel temel, onun biçimini de, iletisini de etkileyen bir ' eyleme ' tektoniği değil midir? Bütün kırılmalar, patlamalar, dağılıp toplanmalar bir coğrafyada olup bitmez mi? . Bu coğrafya,o coğrafyaya egemen erk tarafından sistemin isterlerine ve zorunluluklarına yönelik bütün yetkin kontrol mekanizmalarıyla ve lâyıkıyla kontrol ediliyorsa, aradan sıyrılıp insan oğluna ulaşabilen güzel ve iyi ürünlerin sahne alma olasılıkları da duruma uygun bir ölçüde rastlantısal değil midir? Ya da moda deyişle, ' marjinal.'
Bir de şiirin özellikle toplumsal alandan kovulması olgusu… İnsani öğelerden uzaklaşma ve insan için hiçbir şey söylemeyişi. Belki diyorum bu da; sistemin gayrı-insaniliğiyle ve insana - toplumsal / sosyal var oluşa - krizinden çıkış imkânı vermeme kararlılığıyla ilgilidir. Zira her halde bu da, bu sistem içinde, insani bir çıkış imkânı olmadığındandır. Bunu herkesten daha iyi bilen egemen erkin kodamanları belki de sanatsal söylemi de buna göre ayarlama gibi bir zorunlulukla, kendilerini bağlamışlardır.
Bu durum çözülür mü? Bence. elbette ki, çözülür. Avrupa ortaçağının bile aşıldığı dünya tarihsel gidişinde bu küresel ortaçağın da sonunu görecektir insan. Şimdiden bu küresel imparatorluğa hâkim olan güçlerin kendi aralarındaki çelişki ve sıkıntıların sahnenin önüne çıktığına şahit oluyoruz. Aralarındaki ' dengenin ' ve aldıkları payların 'âdiliyetinin' daha ne kadar süreyle statik kalacağını bilemeyiz. Ancak alttan alta cayırtı seslerinin de geldiğini kendi yazarları söylüyorlar.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta