Hayata dair her ne varsa hepsinden nefret ediyorum...köşeye sıkışmış bir hayvan gibi olmaktan, güven dağının altında ezilmekten bıktım..
Gözümü kapatıp yatabildiğimde gözümün önüne gelenleri ya da aklımdan çıkmayanları unutmak istiyorum. Artık ellerimin sadece kendi bedenine sarılmasını istiyorum. Bunun anlamı ne bilmiyorum ama artık yavaş yavaş tükenen duygularımın beni yiyip bitirmesini hazmedemiyorum.
Uzaklarda olan yüreğimdeydi..şimdi yüreğimde olan uzaklarda. Ne fark etti ki sanki. Hiç bir şey değişmedi. Sadece sağır ve dilsizi oynuyor varlıklarımız. Biliyorum ki duygular, korkuların gölgesinde ağlıyor. Biliyorum ki hüzün sardı dört yanı. Ve biliyorum ki telgraf direği yandı...Olsun kuşlar var ya. Her seher vaktinden gün ağarana dek kanatlarının içinde sıcacık tutuyorlar ya sevgi dileklerini. Varsın sussun duygunun dili.
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta