GÜNLÜĞÜMDEN – 18
Az önce okuduğum bir haberle gülümsüyorum sevgili Tutku.80 yaşındaki bir nine, sevdiği adama kaçmış. İyi de etmiş vallahi. AŞK Ne güzel bir şey? Bence mucize. Tanrının nefesi. Hep onu istiyoruz. Tüm dünya bizim olsa da, aşksız anlamı olmuyor hiçbir şeyin.
Tanrı bilerek, bir bütünün parçaları olarak yarattı, kadın ve erkeği. Koşup duruyor, iki cins te birbirinin peşinden. NAZIM ne demiş? “BİR ELMANIN YARISI SEN/YARISI BEN.
AŞK Tanrı’nın kendisi. Çünkü aşk, hem yaratıcı, hem de yok edici. Yıllar önce bir adam bana,” sen aşkın kızısın.” Demişti. Evet doğru. AŞKIN KIZIYIM. Ama annem’le babamın, AŞK çocuğu değilim. AŞK ÇOCUĞU olmak isterdim. Anne-babam evli olmasalar ve ben yasa dışı bile olsaydım. Aşk çocuğu olmayı yeğlerdim. Gereken yapılmış ve ben legal doğmuşum. Her ne kadar kendim illegal olsam da.
Helal olsun, 80’lik nineme. Olanağım olsa da, gidip elini öpsem. Evleneceklermiş, kaçtığı adamla. Gelinlik giyer mi? Giysin be. Ne güzel olur. LAVİNYA çiçeği verirdim eline. Sonsuz aşk çiçeği.
AŞK potansiyel bir güç. Harekete geçti mi? Önünde durulamayan. Ya da çaresiz kalınca, gözünü kırpmadan ölüme götüren.
AŞK benim içimde,bir yer altı ırmağı. Taa derinlerde, gürül gürül akan. Ve bir ışık görünce, pervane misali ona koşan.SERTAB ERENER’in bir şarkısında,şu sözler var.”TANRI UNUTMUŞ OLSA DA. HADİ VUR YÜREĞİM VUR. HAYATA VUR.” Öyle bir şey işte.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
EVET SEVGİLİ NİLGÜN AZ ÖNCE BEN DE OKUDUM O HABERİ.
ÇOK DOĞRU SÖYLÜYORSUN AŞKIN YAŞI OLMAZ VE AŞK İNSANA ŞAŞAM AŞILIYOR. TEŞEKKÜR EDERİM PAYLAŞIM İÇİN.
SEVGİM YÜREĞİNE...
Pozitif enerjim etkiliyordu onları.
Sessizce oturuyordum, çekim gücümü hissederek.
Bunu hissetmek, harika...
nefes alip vermenin anlamini cözebilen her insana..
saygi ile
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta