..............................Ey sevgili nerdesin?
Gök kubbenin koynuna, sırça köşklü saraya
Saklı haber uçurdum; hasretlik yeter desin.
Vuslat yolu düğümlü, yıllar girdi araya;
Bahtıma hicran düştü ölümden beter desin!
Gözyaşıyla yükledim vebalini boynuna;
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Belki de uyumayı denersin bir kabirtaşı gördüğünde.
Ancak söylenmiş sözler arasında uyanamamıştır ademoğlu suretten manaya.
Sonrası bir gözyaşı akan sonsuzca dinlenebilirsin.
Tan ağartısında bir b/aşka çiçek örneği olmalı insan.
Akıl almazcasına lale, gül, menekşe, çiğdem, zambak kokulu duygular yaymalı.
Günbatımında dua dua b/eklenen, Yusuf ile Züleyha, Aslı ile Kerem gibi özgürleşmeli.
Günün o kutsal anı akıl pazarındandıe.
İnsan hatta melek oluverse.
Yaşamın bir çok yanı eksik, bir şey olmadığından.
Kalkıpta sormayalım mı, teheccüt vakti aşkın sahibine.
Yoksa bunca anlamların, yaşananların ötesinde olan bir şey hepsi de.
Bunca değerli mi?..
Kentler içinde insan insana birer sis örneği.
Yada bir şey için, biri için yaşayalım.
Anılarda inceden bir sarkaç rüyalar.
Sevgiyi kazanalım mı dersin?..
Kaybettiklerimiz, hayır bu da bizim.
Oysa bu, şu, o arasında soruların cevaplarını arıyor.
Aşka dua gerçek bir ilmiktir.
Vardıysak şems vaktine, öte yakadaki nokta sevgili.
Bir şey ki!...
S/onsuz olanından f/az’la olacak birşey ki.
Yaşanmasından çok gerekli bir şey var mı?..
Sanıyorsunuz ki, günlerimiz zamir, an’larımız mastar, zaman sıfatımız.
Bir şey ki ardında hep gizli özne.
Durmaksızın kendisini izlediğimiz değil.
Ve kesinlikle v/arlığımızın n/asıl olduğumuzu gösteren biricik şey Aşk.
Nasiplendik elhamdulillah, aşkınız daim olsun.
Yüreğinize sağlık
Gönlünüze sağlık. Kutlarım. Selamlar...
bu gün yine sizin şiirinizi okuyorum herşeyi ile güzel bir kaptırınca gidiyor insan her mısrada derin anlamlar yatıyor elinize saglık on puan ant
antoloji dünyasınınen özendirici sairi kim deseler Sayın İRFAN YILMAZ derim çunkü herkesin yüzeysel yorumlar yaptığı ortamda o candan içten ve gerçekçi yorumlar yaparak insanları özendiriyor derim Bu yanı itibariyle hoca olduğunu düşündüğüm değerli şairimze hürmet ve şükranlarımı sunarım. ALLAH GÖNLÜNE GÖRE VERSİN sayın hocam şirlerini hergün okuyorum istifade etmeye çalışıyorum
İrfan bey güzel eseri bu bölümünüde kelimesi kelimesine okudum.harika bir eser.Önceki bölümleride sırası geldikçe okumaya devam edeceğim.Başarılarının devamını dilerim.
Tıp doktoru ünvanınız varsa şiir kendi hayatınızla özdeş olabilir. her neşekilde olursa olsun, okumaya incelemeye değer bir eserle başbaşayım.
gönülden tebriklerimi kabul buyurunuz.mehmet Macit
EMEK VERİLEREK OKUYUCUSUNA ZEVK VEREN EĞİTEN ÖĞRETEN DİNLENDİREN ŞİİRİNİZ BENİ ALDI GÖTÜRDÜ OKUMAYA DOYAMADIM HEP DE OKUYACAĞIM OKURKEN BAŞKA BAŞKA DÜNYALARA DALIYORUM BAZEN İLHAM DA VERİYOR BANA ŞİİR YAZAYIM DİYE YÜREĞİNİZE SAĞLIK CAN ARKADAŞIM ANTOLOJİMDESİN ON ANT
cok güzel bir siir yüreginize saglik
yüreğin sağlık evgili dostum kalemin dam ilhamın bol olsun
kalemin emeğine yüreğine sağlık
cok güzel bir siirdi..yüreginize saglik..kaleminiz susmasin ..tebrikler
Bu şiir ile ilgili 154 tane yorum bulunmakta