Parıldayan gecenin ortasında yanan güneş,
çağrılı zamansızlığın umut üreten soğuk düşü.
Kayar gider avucundan soluk, çevreler yitmişi,
uzak bir ben aşan ifadenin düşüşü, sözsüzlük
uçurumu kadar derin, belki çıkılır belki çıkılmaz.
Dalıp gittiğin dumanlar arasından belli belirsiz
gülümseyen yüz, öpsen geçer, dokunur bütün
tozlu bir şemsiye durur
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Devamını Oku
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla