Bereket yağmurlarıyla geldi bahar.
Ceylanlar bıraktı gözlerini ovaya…
Ekinler vazgeçti sarıya çalan renklerinden.
İshak’tan bir çocuk nasıl olabilirdi…
Ve bir adam ağlıyordu hıçkırıklar içinde…
Anlayacak kim kalmıştı derdinden…
Zemzem suları karıştı ırmağına.
Hacer’ in duasından sonra açtı çiçekler.
Denizin dibindeki karanlıklar kadar…
Rahmet yağmurların da eridi ihanetler…
Su yürüdü; kurumuş gövdeli ağaçlarına…
Ve bir adam ayağa kalktı yeniden…
Tanrılar kadar kasları gerilmişti.
Ova’ nın eski adıydı Anatolia…
Kan ter içindeydi koşuyordu pervasızca.
Bakışları güneşin doğduğu yereydi…
Güneşin ziyasından korktu baykuşlar…
Çakallar geceye sığındılar sessizce…
Bir gelin attı kara duvağını üstünden.
Yürüdü güneşe doğru pervasızca…
Ve bir adam kanlı gözyaşlarını bıraktı ovaya…
Bir alev çıktı toprak kokusu nefesinden…
Bir ses yankılandı dağlara doğru…
Ey güneş’in gelini! ...
Tut bu adamın ellerinden…
Kayıt Tarihi : 22.2.2007 06:39:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Durdu Mehmet Dalkanat](https://www.antoloji.com/i/siir/2007/02/22/gunesin-gelini.jpg)
Bir ses yankılandı dağlara doğru…
Ey güneş’in gelini! ...
Tut bu adamın ellerinden…
yüreğinize sağlık...
çok güzel çalışmaydı...
TÜM YORUMLAR (1)