Güneşi ben soldurmadım ki,
Ay karanlık gece neden gittin ki,
Sabahı bekledim gelmedin ki,
Ben sana yüreğimi serpiştiremedim ki,
Gözlerim içine hiç bakmadın ki,
Görecektin bendeki tüm maviliği,
Kararsızlıklar içindeki kararsızlığını,
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
!... adı aşk sebebimin ...!
Susma ,,, ne olurr susma yine ! Bir gece yine çaldır telefonumu bizim şarkımızla ... duyar duymaz uyanırım ,,, bilirsin . !
Ama aramazsın ,,, iyi bilirim ... !
Neydi yine yanlışımız ? yarım bırakmamızın , yine yok oluşumuzun nedeni neydi ? Söyleee ....
Belki de zamansız açtım içimi ,,, Yüreğim şeffaftı aklımsa deli ...
Ben geldim sen kaçtın hep bana inat ,,, Bir vardın bir yoktun hep masal gibi ... !!!
Oysa , bu kez başka roller düşünmüştüm kendime bu senaryoda ! Sana da ... ! Ayrılık düşmandı ,,,
Aşk ise en büyük dostumuz ... ! Bu defa ne uzaklık ne de zaman yıkmayı başarabilecekti bizi .
Sımsıkı kenetlenecekdik birbirimize , belki ilk defa bu kadar çok sahiplenecektik birbirimizi. Ve bennn ...
öyle kabullenmiştim ki seni , öyle sağlamdı ki içimdeki yerin , öyle tutunmuştum ki sana ...
Ve sennn ... yineee , öyle acımasız , öyle duygusuz , öyle düşüncesizdin ki ... aklım almadı ,,, yüreğim yoruldu ,,, içim soğuduu
Ne istedim ki ben senden ? Ne bekledim ?
Suçum ,,, kaybetmek istememek ,,,
suçum seni defalarca içimde yüceltmek ,,, suçum sensiz bir ömrü düşünememek ,,
suçum bir kere daha gözlerime bakmanı , ellerimi sımsıkı kavramanı , doyasıya sarılmanı , yüzüme dokunmanı düşlemek
Ne kara kaşına ne kara gözünee
Ben tek bir sözüne tutulup kaldım
Değmedi bir kere ellerin yüzüme
Gel gör ki bin yıldır sanki vardın
Özür dilerimmm sevdiğim ,,,
Tüm duygularım için , sende var olmaya çabaladığım için , boş bir umudun peşinde koşacak kadar kör olduğum için , gerçeklerle değilde duygularımla yaşamaya çalıştığım için .
Ve... özür dilerim sevdiğim , söz geçmeyen yüreğim adına ,,, !!!
Adı aşk sebebimin ...
Her hata kalbimin ...
Hep değerinden ,,, hep gereğinden ,,, hakettiğinden çok sevdimm ... !!!
Söz geçirebilseydim eğer ,,, söküp atmaz mıydım içimdeki senii !
Yapamadımm ... !
Kızdım kendimee , nefret bile ettim kendimden çoğu zaman . Hep suçladım kendimi ,,,
olmadı . Her çabaladığımda daha bir bağlanmışım , farkına vardığımda ise çok geç kalmışım .Gelgitli ilişkimiz öyle alışkanlık yapmış ki bende , her ayrıldığımızda tekrar birlikte olacağımız umudunu kaybetmemişim içimde .
Ne kara kaşına ne kara gözünee
Ben tek bir sözüne tutulup kaldım
Değmedi bir kere ellerin yüzüme
Gel gör ki bin yıldır sanki vardın ...
Canım ,
Hayatım ,
Ömrüm ,
Yine ayrılmayı başardık demekk ... !
Birbirimizde değil de kendimizde kaybolmayıı , tüm özlemlerimizi gömmeyi başardık demek ... !
Tebrikler yine =Biz= e !!!
Kaybettik mii şimdi biz ?
Yooo yooo , belki de kazandık ... !
Kaybettik ya da kazandık ,,, ben seni hep sevdimm , sevebileceğim ve yetebileceğim kadar ... !
( umarım bitersin bir gün bende ... )
hoşçakal demiyorum , diyemiyorummm sana .
çünkü ,,,
!... adı aşk sebebimin ...! tebrikler abim benim bir numarasin
şiirini mesaj hanemde okurken bu ne isyankarlık dedimdi ki birde baktım bir dost daha aynısını yazmış...
evet, serzeniş derinden, yakarış gönülden...
her ne kadar isyankar etmiş olsada kalem ama sanki içten gelerek değildi dost sadece sevgiden...
çok güzeldi...
saygılarımla
tam puan ve antoloji
Çok isyankar bir şiir olmuş bu defa ama güzel....
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta