Boşlukta bersalanan bir ahu
Su
Irmak
Deniz ve ne dersen gerisi yemyeşil
İçin hüzünlü bir coğrafya.
Dağların doruklarındaki görünmezler
Gözlerinin ardında bir dünya
Dünya dediğin ne ki görünen
Görünmeyeni göstereni görme
Duygu katilleri
O gözlerindeki anlamı silemezler
Ömrümün en güzel aşk hasadını diyorum
Sersem önüne ağustosda bir akşam üstü
Kaçmasam bu sefer
Sana konuşmaktan
Yorucu artık
Sensiz konuşmak bu kadarını.
Sana durulanmış kelimeler seçeyim diyorum
Gözlerinin içindeki alfabem kadar güzel
Bir ceylanı intihara sürüklüyor gözlerin
Ki yoksun yanımda
Göremiyorum bile…
Kim ne der, ne bilir
Nasıl olur
Nerden tutulur bu ipin ucu,
Nasıl ateşe verilir,
Topraklar
Ve gözlerin nasıl pusuya düşürülür
Bir kerede sana konuşabilmek için…
Kapatsan gözlerini diyorum,
Kapalı gözlerinin içine baka baka
Seviyorum desem,
Bu kadarını yapabilirim sanıyorum;
Açıkken gördüklerimi hatırlamadan
kapalıyken göremediklerime baka baka
Yalnızlığı paçavra gibi savursam
Kalsa o tarafta ötekiler
Ötekilersiz istiyorum seni,
Ötekilenmeden ben senden
Ve sen beni istesen diyorum
Bir ağustosun gecesinde
Sabaha kadar beklemesem bu kadar yalnız
Birazdan doğacak güneş
Senin kadar güzel olmasada
Şimdi yıldızlar gökyüzüne el sallıyor
Adın boşluğa her değdiğinde
Gökten bir yıldız kayıyor
Adının dokunduğu yere…
Seni bir fidan gibi toprağa diksem diyorum
Kimsenin görmediği bir duvarın dibine
Yıldızlar kaymasın,
Ve güneş kendine bu kadar küsmesin diye
Seni harabe edilmiş bir duvarın dibine
Yani kalbin orta yerine
Gözyaşıyla sulayarak dikeyim diyorum.
Öyle büyütmeliyim ki bende ki seni
Bu yazdıklarım korkutmamalı asla seni
Birgün bırakıp giderken bu hayatı
Adın yine gökyüzünde yıldızları kavuşturmalı
Sadece mutluluk olmalı yüzünde.
Ve sevmenin gururu bilinmeli
O duvarın dibinde.
Kayıt Tarihi : 26.9.2010 13:52:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!