Günlerden Çarşamba
Güneş tutulacakmış
Saatler öğleden hemen sonra…
Ay güneşin önüne geçecek
Balçıkla sıvanmayan, ayın ardına gizlenecekmiş
Ardından,
Ardından deprem bile olabilirmiş
Miş… Mış…Muş…
Dile gelmiş Babil Kulesi
Her dilden herkes fısıldaşıyor.
İnsan silsilesi…
Az kalmış…
Hani eli kulağında
Şunun şurasında…
Kırk yıldan sonra…
Benim anlatacağım başka,
Kırk yılda bir kere değil
Kırk kere dersen oda belki bir kere olur.
Diyelim ki güneşin tam tepemizde olduğu zamanlar
Farzedelim sevdiğini sandığın biri vardır,
Ve…Kavga etmişindir.
İhtimal ayrılmışsındır
Senden bir adam uzakta
Arkan dönük, ama hep aklındadır.
Kendince farklı senaryolar uydurursun
Kavgada tutulmamış,kovalamışındır
Bir adım…Bir adım daha…Sen ayrılansın
Yalnız kaldığında kimse olmadığında yanında
Kendinden kaçamazsın…
İşin aslının öyle olmadığı,her geldiğinde aklına
İçine kaçar…Ufalanırsın.
Aynalara tutulur yüzün..
Riyakarlığına sen bile şaşarsın.
Tutulan güneşler gibi bir yandan öte yana,
Saçından ayak parmağına
Küçüm küçüm küçülürsün.
Betin benzin atar,karalar bağlarsın.,
Zamanın senden bir an çalmasıdır
Dünya bir tık daha döner
An gelir gider
Durduramazsın..
Kendine geldiğinde düşersin.
O anın aralığından taa zamanın rahmine
Zaman gebedir…
Her an her şey olabilir,
Zaman tutulur…
Sen an be an tutulursun
İlerlemez yelkovanlar
Sanki sanki yeminlidri
Yok…Mıhlanmıştır zaman
Zaman…Adım bile atmamıştır.
Tutum,tutum, tutulursun
Kördüğümlerce düğüm üstüne düğüm olursun
Dönüp bakarsın
Gittiğin…Gittiğin bir arpa boyudur.
Farkına vardığında olmadığının zamanın,
Sen tutulmak istersin bu sefer
Çok uzak değildir yüreğine değen
Uzun...Kara…Kıvrık kirpikler,
Gözlerin kamaşır ne mümkün bakamazsın
Güneşle aranda hep o vardır!
Uzar arşa yükselir
Topukları yumuşak,yuvarlak ve havadadır.
Ya boynu,
Eğilir…Yukarılardan sana doğru uzanır
Saçları…Saçları dalgalanır.
Bedenine kıvrım kıvrım dolanır.
Soluğun kesilir
Sade…Zaman değil.Dünya da durmuştur.
Sen…O…Bir de tam tutulma denen şey olur
Görünmez güneş…
Görünen odur…
Güneş…Görünmez olur.
Ah! ..O bir anlık karanlıkta
Tutulur aklın zaman durur
Yelkovanlar tutsak olur.
An gelmiş güneş tutulmuştur.
Hayatın öbür ucunda
Kapkaranlığın doruğunda
Kesilmiş tırnağın kadar
Varla yok arası bir ışık
Nazende çıtkırıldım zayıf
İnkar edilemez duruyor orada var
Güneşle aramdan çekildi
Sanki ayın ondördü gibiydi
Eli elimdeydi.
Tutsak hiç değil Hevesliydi.
İlk atan onunkiydi
Sonra ki benim yüreğimdi…
Kurulmuştu evrenin saati
Dünya şöyle bir silkindi
Kaldığı yerden
Daha gelmemiş sonuna devam etmeliydi.
Kızın gözleri maviydi
Oğlanınkiler açık yeşildi
O gözlerden bir damla yaş yuvarlandı
Güneş uzandı.Damlayı yakaladı
Gökkuşağı ile sarmaladı
Yedi ayrı renk…Rengarenk
Adeta havai fişek oldu
Oğlan kıza tutuldu
Güneş kurtuldu…
29 Mart 2006
Veysel ÇelikerKayıt Tarihi : 27.12.2006 16:14:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Merhaba dostlar; Yüreğine şiir koyan şiirde yüreğini yaşayanlar. Ben Romantik… Bu şiirimi güneş tutulduğu zaman yazdım. Bir romantik güneş tutulduğunda neye tutulur? Tutulan ne olur? Bilmek ister misiniz? Öyleyse tutulalım hep birlikte… (29 MART 2006 Güneş kurtulduktan sonra)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!