Güneş lekeleri büyümüş,
Yıldızlar yeniden azacak.
Kiralık kalem aranıyor,
Yıldıznameleri yazacak.
Bir sis hilali kapatacak,
Korku basacak ortalığı.
Zülfü kimi ayağın koymaz öpem nigârum
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
Devamını Oku
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
bir mahşer senaryosunu okudum
alametlerini o kıyametin
HAC SURESİ:
42- Eğer seni yalanlıyorlarsa, onlardan önce Nuh, Ad, Semud kavmi de yalanlamıştı.
43- İbrahim'in kavmi ve Lut'un kavmi de:
44- Medyen halkı da (peygamberlerini yalanlamıştı). Musa da yalanlanmıştı. Böylelikle Ben, o inkar edenlere bir süre tanıdım, sonra onları yakalayıverdim. Nasılmış Benim (herşeyi alt üst edip kökten değiştiren) inkılabım (veya inkarım).
45- (Halkı) Zulmediyorken yıkıma uğrattığımız nice ülkeler vardır ki, şimdi onların altları üstlerine gelmiş ıpıssız durmakta, kullanılamaz durumdaki kuyuları (terk edilmiş bulunmakta), yüksek sarayları (çın çın ötmektedir).
46- Yeryüzünde gezip dolaşmıyorlar mı, böylece onların kendisiyle akledebilecek kalpleri ve işitebilecek kulakları oluversin? Çünkü doğrusu, gözler kör olmaz, ancak sinelerdeki kalpler körelir...
ABİM; AKŞAM OKUMUŞTUM AKLIMA ÖYLE YER ETTİ Kİ BU AYETLER
BİLSEYDİM BU GÜN BU ŞİİRİ OKUYACAĞIMI BU KADAR OLMAZDI... TEŞEKKÜR EDERİM
EMEKLERİN ECRİN OLSUN
SAYGILARLA
Kendin muhteşemsin, yazdığın muhteşem şair. Güneşin kör edici parlaklığını görmeyip te; Güneşin o kadar parlaması için oluşmuş birkaç leke ile kafayı bozanların güzünün önüne gelmiş nefiz bir şiir.
Hiciv sanatının da edebi bir ölçüsü olduğunu Hiciv yazmak ile küfretmenin farklı olduğunu bu iki şey arasında kesin bir edebi sınır olduğunu gösteren bir şiir.
ŞİRİN NE AMAÇLA VE KİME YAZILDIĞINI BİLMİYORUM ancak benim yorumum : ŞİİRİN KENDİSİ , EDEBİ DE SANATSAL DEĞERİ ÜZERİNEDİR:
Sevgili kardeşim : Ekrem Şama
Şiirinizi dikkatli bir şekilde inceledim, Tabi bu da şiiri bir kaç kez okumamı gerektirdi... Duygular mısralara ustalıkla taşınmış. ve şiirin bütünlüğüne olan hakimiyetinizi kutluyorum. Pek çok yorumumda belirttiğim bir husus vardı. Bu tip duygu ağırlığının kendini hissettirdiği şiirleri bekleyen bir tehlike var diye. O tehlike de şudur: Şiirin bazı mısraları aşırı duygu yüklenimi ile donanırken bazı mısralar duygu yoksunu hatta içi boş sıradan cümlelere dönüşür. Kafiye ve hece sayısını tutturmak uğruna bazan duygu fakiri mısralar şiirde yer alır. bazan da hiç gereği yokken zorunlu olarak şiirin akıcılığını bozan ekler istenmeden ilave edilir...
Şiiri yazanın bilgi birikimi ve tecrübesinin yanında; ayrıca doğuştan da gelen sezgi ve var olanı daha iyi bir şekilde ifade edebilme yeteği gerekir. Şiir hiçbir zaman şairi hükmü altına almamalıdır yoksa kendi kendini yazdıran bir şiir ortaya çıkar ki böyle bir şiirde bu yapısını şairin bütün çabasına rağmen gizleyemez. Şiirin ilk giriş mısraları şiirin tamamını okutacak şekilde davetkar olmalı, son kıtalar, özellikle final mısraları da kendini unutturmayacak bir donanım ve fonetiğe sahip olmalıdır.
Bütün bunlar göz önünde bulundurulduğunda:
Şiir üzerindeki hakimiyetinizi ve şiire yön verişteki ustalığınızı kutluyorum... Sonuçta nefis bir şiir ortaya çıkmış. Beğenerek ve saygı duyarak okudum.
Tebrik eder başarınızın devamını dilerim. Bu güzel şiirinizi ve şiirdeki ustalığınızı Tekirdağ'dan gönderdiğim İlk Tam puan ile selamlıyorum.
Sevgi ve saygılarımla.
Her şey sizin ve sevdiklerinizin gönlüne göre olsun.
Dr. İrfan Yılmaz. - TEKİRDAĞ.
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta