Hava bozuk, soğuk, hırçın, insafsız hava! ..
Bulutlar savruluyor, ağaç yaprakları dalları ile koşut bir o yana bir bu yana …
Şimşek bir çakıyor, ortalık gündüz, kral çıplak, vay anasına!
Anadan üryan kral! ..
Bir yağmur tanesi arınmış bulutlardan, alımlı, nazlı, kibar;
Saf, temiz, pırıl pırıl bir yağmur …
Düştü, ha düştü düşecek derken dalgalı kıvırcık saçlarının arasına;
Keldi tosbağa! ..
Süzüldü incecik kaşlarına dek, indi bir hızlı bir yavaş, kararlı Kerimoğlu Zeybeği!
Gözde yaş oldu, yaş doldu gözler, bulut eğdi başını dağın yamaçlarına…
Tel tel taramak isterdi salkım söğüt saçlarını olmadı, sel bulanık aktı derede, kıyıda.
Akan oluk oluk kandı! ..
Ne varsa katıp götürdü önüne, söktü köklerinden ne varsa…
Zeytin ağaçlarına bile kıydı hain, gölgesi olsa da uzanamadığı için altına.
Değerli ne varsa yıktı, insanlık toplum adına, soyunarak yeniden yapmaya!
Ormanlar katledildi! ..
An gelecek yel esecek usuldan, dalgalanacak pencerenin perdesi;
Duracak kar tipi, fırtınalar kopacak yağmurlar sonrası …
Ortalık süt liman, kara bulutlar ağarmış göklerde, kıp kızıldı gördüm güneşin rengi.
Güneş doğacak ufuktan…
Kayıt Tarihi : 25.1.2016 09:26:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!