Toprak artık yoruldu dile geldi artık
nerde filiz nerde çiçek diyor
ama hergün
artık hiç filizlenemeyecek
yüzlerce çiçek gömülüyor
oyuncaklar mezar gibi sessiz
yarım kalan bir çocuğun düşü
ve hepsi aynı hikayeyi anlatıyor
bir annenin boşluğun üstünü örtüşü
her kurşun izi bir cümle
burada bir çocuk vardı diyor
işte buradada gülüşü
ama kimse duymuyor
vicdanın sözü geçmiyor
umut para etmiyor çünkü
ve gök karanlık yer karanlık
yetti artık yoruldum diyor
toprak bile ağlıyor
toprak bile ağlıyor
yıldızları sayan yok artık geceleri
geceler azraili utandıran geceler
sabahları güneş doğsa bile
artık kimseyi uyutmayan geceler
Yüz bin yılın duasını biriktirmiş gözlerinde,
Toprağa değil, göğe gömülmüş sesi
Bir dua değil artık dilindeki
zaman ama tarihin en eskisi
çok bişey değil kimsenin istediği sade nefesi
serin serin rahatça alabildiği
on başlı kurban verdin yahovaya
onuda beğenmedin zaten
bin tanrıya bölmüşsün nefsinin çatlağını
putların bitmez senin cıkar ağzından baklayı
bit pazarında satmışşın tanrı dediğinin adını
şubatta ağla sen duvara pazarları
sevgi dediğin evinde yetim kaldı
bu kahpe cinayetlerin hepsi adınla anıldı
sapık ruhuna akıttığın kanların
çaldıkların
yalanlar için ölüm için dağıtıldı
senin onlarda bile gözün kaldı
kitapta yazmaz bu kenan dedikleri
musada göremedi zaten aynı senin gibi
binbir bedduada kesmez artık
hangi kutsal toprak alır seni
adını taşına leş yazmak bile utanç verici
bütün bunları biliyorken adın gibi söyle
buzağı için değil allah için söyle
elin ayağın tutuyorken söyle
en azından anlımız kara ama ellerimiz hala temizken söyle
kıyılarıma vuran insanlığın hesabını nasıl vereceksin böyle
Eren Köksal Uzun
Kayıt Tarihi : 23.11.2025 21:51:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!