Hangi dağdan gelirsen gel
Alaca duvaklı ufukların kendi mülküne açan gülüsün
Gün doğmadan nelere
Hafızası silinmeyen hayal ve hatıralardan
Kum rengi sahillere serili seyransa dilediğin
Deniz... mavi de mavili
Bir avuç göz yaşıyla kendini ancak avutan
İçi dışı yağmurlarla dolu bulutları göğsüne sarınarak
O denli mavi,
Öylesine çıldırasıya hayran
Hangi uzaktan dönersen dön düşen gölgelerin kendine
Hangi istasyonda yol kapıları nemli bakışlara sürgün
Hangi zamana neyi
Nelere katarlayan neçe han
Baharsa dilediğin takma adsız ve üryan
Senin cılız dallarıyın çiçeği, yaz sa dilediğin,
Senin pınarların başı burma burma
Senli gönüllerde bulanan
Güz ise şurdan şuralara
Kendi halinde salınıp giden bir dere yatağı gibi
Büyük ırmaklara hasretlendiğin
Beyazlara...
Karayaz kışlara ağan yüklüce göçlerle
Gündüzleri çöl alizeleri
katran kızgın sevinci felfelik
Kimi nasıl dilersen geceleri karayazgılı bir orman
Zümrütlerin sulu boyanmış koyusu, kime varsan
Nerden nereye baksan
Herkesin hikayesinde birikili keyfekeder az çok
Yamacına çıkan hayat hep sen
Hangi zamanı hangi yokluğuna çağırsan
Bütün heryer sende gelip duran sessizlik
Hangi ıssıza adım atsan
Seninle birlikte dönmeye başlayarak dünya..
Hep sana bütün hayatlardan dem süzmüş gönüller
Kendin olmaktan öte gitmeyorsun işte
Sevgili insan....
Böyle de güzelliği kurcalamaya kalkarsan
Kıvrandıkça dibi boylayan kuyu dibi batak
Di gayrı di..!
Sağ kalsan bile hayrın kimsesize...
Çık içinden
Ebeden siyahın çıkabilirsen...!
Seyfi Karaca.......Ekim / 10
Seyfi KaracaKayıt Tarihi : 22.10.2010 14:35:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!