Mavi göklerden indi büyük armağan
Tarlaların yağmur kokusu sinmiş üzerime
Kara üzüm gözlü günebakanlar boyatmış
Kara bulutlardan çıka gelen
Sarı sıcak güneşe dönmüşlerdi yüzlerini
Önce kraliçe arı ardından işçi arılar
Günebakanların kapısını çaldılar
Ballı öpücüklü koyu sohbetlere daldılar
Afacanlar ve savaşçı karıncaların saldırısı
Korkudan izler bırakacaktı.
Neden biliyor musun canısı,
Günbatımının sancısı
Gece geliyordu gizemli karanlıklar ile
Dehşetli, ürküten hırpani kılıklı adamlar
Üzüm, üzüm kara gözlüm günebakanlara
Kara saplı bıçaklarla saldıracaklar
En büyük armağandı toprağa yağmurlar
Her yanı ıslak çayırların kokusu sarmış
İçim bir tuhaf sanki yürek sızısı
Bakma sen dayanamazsın canısı
Kara saplı bıçaklarla başları koparılmış
İncecik gövdelerinde derin, derin yaralar
Toprağa damlamakta yeşil, yeşil kanlar
Binlerce yıldız ve gökte ay
Günebakan katliamını gördüler
Anladın mı şimdi canısı,
Nedenmiş yüreğimin acısı?
Dinmez Er / Çeşme / 2012. 01. 30 /
Dinmez ErKayıt Tarihi : 30.1.2012 14:56:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Şair ayna tutandır yaşama, iyisiyle-kötüsüyle,
güzeliyle-çirkiniyle...böyle bir gözlem su-onunda
doğan bir şiiri okumuş ve hayal aleminde yaptığım
yolculuğun neşesi içinde gönülden kutluyorum sayın
Dinmez ER...
Osman Aktaş
TÜM YORUMLAR (2)