En son ne zaman almıştım kalemimi elime...V e seni yazmıştım dizelerime,adını anmadan,yüzüne bakmadan,sadece bir hayale seslenmiştim.Yasemin kokan bolkonumdan, körfezin kızıllığına baka baka iç geçirip sadece bir yudum huzur,kuş kanadına sığacak kadar da mutluluk dilemiştim.
Dedim ya çok uzun zaman oldu.Kalemime dokunmayalı,kağıtları bu olmadı deyipte buruşturup atmayı.Kasvetli bir o kadar da karanlık zamanlardı.Ben ozamanlar büyük bir galakside küçücük bir gezegendim.Yalnız,yapayalnız...Teleskopumdan evreni seyrederdim.Kah gülerdim nergisler açardı dört bir yanımda,kah ağlardım yıldızlar düşerdi gözlerimden,ay'ın çekimiyle med cezirleri yaşardı içimde ki büyük okyanuslar.
Özenirdim,gıptayla bakardım günebakan çiçeğiydi kıskandığım tek canlı nesne.Her daim ışığa yönelirdi açardı tüm ihtişamıyla.Akşam olunca usulca sokulurdu adeta kabuğuna.Ve her güneşi gördüğünde tekrar tekrar yaşanırdı bu seranomi.Ben bir günebakan çiçeği olmayı hayal ettim bu yüzden...Sen se benim hiç batmayan güneşimdin.Ben bunun böyle olmasını dilemiştim.Bu yüzdendir karanlıktan korkum geceyi hiç sevmem.Bu yüzdendir ki kara kışa düşmanım.Ben hep baharı yazı severim.Ve bu yüzdendir ki yalnızlıklara düşmanım.Ben bir günebakanım, koca tarlarda sarı sarı boy gösteren,güneşe döndükce onu takip ederim.Sen bu yüzden benim,ufkumda hiç batmayan güneşimsin.Sen nereye gitsen ben seni peşin sıra takip ederim...
Ta ki hasada kadar sevgilim...Sen üzülme hasat zamanı gitsem de yeni bir baharda yeniden yeşillenirim ve yüzümü yine sana dönerim...yeniden...dönerim...Ufuk çizgisine ben seni hep beklerim...
Yüz lira maaşlı kibar bir adam.
Evlenir, sedire taşınırlar.
Mektuplar gelir adreslerine:
$en Yuva Apartmanı, bodrum kati.
Kutu gibi bir dairede otururlar.