karanlığı şafağın keser
ümit geceden ağrıma kalır
kahkahamdaki yurtsuz nefer
dolanır gelir barikatın olur...
kaygılanır sonsuz uzaya bile
yüreğimdeki yarım atışlık can
taş kıpırdasa dağını oyar içimin
gözlerini kırptığında kırpışın...
sakinleşir kuru otların sessizliği
ayaklarım toprağa yeniden sevdalı
uzak bir ağaçta tomurcuklanan aşkta
hazırlandığım huzurun son bilgeliği...
temmuz aydınlığı odalarıydı çocukluğum
içlerinde uçurumlaşan saf sırlı aynalar
canlı renklerle düşlediğim susuz akvaryum
hafifleyince acılarım gözyaşlarımla dolar...
kurşunu erir eski kış günleri özlemlerinin
karşı evin perdeleri sararır bakılmamaktan
limon bahçeleri gibi kokar beklemenin hüznü
hangi ara olursa olsun ölüsüyüm sözlerinin...
ayran gönüllü uykulara yakalanır rüya
hıncını şiirlerden alamayan sancılı kaçış
intiharını terk etmiş saatlerdeki riya
hazırlar sonunu gerçek sonun can hıraş...
gündönümümdün zamanımda uzun ömrümde kısa
mevsimler üstü güzelliğine yanıp üşüdüğüm
sayısız yangınların ortasında bitip söndüğüm
sarıldığın son yazı getir darıldığım ilk kışa...
Kayıt Tarihi : 27.3.2012 01:33:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!