Gündonu (masalsı) Şiiri - Akın Akça

Akın Akça
1865

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Gündonu (masalsı)

('Şheck out guitar Geoge, uh -One moar, dear, mic, miacrophone - Harry doesn't mind...' 'Rock and roll.') **

Buzlar saçak saçak,
çatıda, kenarlarda.
Puantiye boğazlı kazak
ve mont, üst başta -
Noktaları yün-yumak:
Eskimiş, pörsümüş -
ondan öyle olmuş
- bir halde bakıyor
adam çatı altında.
Bir saçak, kaynağından
kesilip düşse;
gözüne buz batacak -
burgulu-hareketli, sivri.
Gez-göz-arpacık
kapağını bıçakile
kesmeye benziyor
olmalı, değil mi, bu?
Ya da, bir vardır
işkence; hani böcek
koyarlar, kapağın içine.
Veya canlı canlı
toprağa gömülmek;
hani yapmışlardı
'yamyam St. Petersbug
çerezi bir kaç',
sızmış virüs kaçmış
masaüstü b.sayarın içine
Ankara Kalecik'te, tüh. (!)
Bağlamışlar ellerini,
bacaklarını; sızdırmışlar,
oturtmuşlar loş köşede -
kalorifer köşesine:
Çin işkencesi, su
işkencesi -şıp şıp şıp:
bağlarlar ki dinle;
canım suyun günahı ne
bunda, insanlar hasta
- Geçmişin anlı şanlı,
tarihsel Hasankeyf'in
günahının alınması:
Su ile işleyeceklermiş
şu malum, donuk,
haybeye politikacılar
bir büyük cinayeti.
Silaha kanun çıkar,
bebeğe bile sarkıntılık. *
Adam hala bakıyor.
Güneş, gözüne giriyor.
Kamaştırıyor ışık.
Çalışıyor tasvir etmeye;
bu, nasıl bir dünya.
Köşeli-tasvir yıldız'ın
siyah evrenin
noktasalı olması
olayına benziyor pekala;
sıra dışı biçimde,
karın olmayışı çevrede:
Ama buz tutmuş,
don olmuş çatıda.
Bir anlamda da,
anlamlı demek.
Soğuğu hafifleten kar,
ortada çünkü yok -
bulamaşazdı cinayete.
Çünkü, her yer don.
Ve adam hala bakıyor.
Ama saçakların da
ötesinde, ışıldıyor.
Buzun içi görünüyor.
Sarı Güneş cikliyor.

(İçi açılmıştır o an
tundradan Orta Asya
eli labyrisli,
labirent geçen savaşçılar
katarları, karanlıkta..
ve türkü türküm,
mahizafer Anadolu'dan.
Bir gedik verir,
küpşarapçı Ali Baba'nın
'Susam' barkodlu kapısı.
Atlılar hücum eder
içine, altında ışığın.
Kuleden sarkıttığı
saçlarında, kendisi
aşağı iniyor, Rapunzel.
Ve cadı madı yok.
Ne işkence varmış,
palalar; ne bişey...

Ama Prens, olacakmış.

Hala şu ses duyuluyor:
'Why go? '
Ve cevap gecikmiyor:
'Why do? '
Ama iki ses de tanıdık.

Ve bu,
karşılıklı devam ediyor

....

Akın Akça
Kayıt Tarihi : 7.11.2006 12:09:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


- * burda aslında hafif bir tabir kullandım. son olayı biliyorsunuzdur. o insanları defalarca asmak gerek. toplumun bu tipleri beslemesine gerek yok. Hapse girince ekmek yiyecek. Parasını kim verecek? aslında böyle başlamadım bu şiire. (prntz içli ek bölümse daha tuhaf gelişti, bağlandı.) Yani, zaten şiirin sonu gelince gene 'Sarı Güneş cikliyor.' gece yatıp sabah uyanmak gibi. yine yeni bir güne... yani başı da sonuna benzemiş, devam etmiş. acaba evren de böyle mi? Hem var hem yok'un bir adım ötesi gibi. Ama soru şu ki, o öte nerde? acaba bu mu? - **burda çirt tırnak cümleler; Straits, 'Sultans of the Swing'den (esnetmesel) ..

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Akın Akça
    Akın Akça

    çok teşekkür ederim bu eleştiriye.
    gözden geçireceğim gönül dostu

    Cevap Yaz
  • Fadıl Oktay
    Fadıl Oktay



    Büyük bir kültür birikiminiz var..

    Ama çok özel isimler ve yer isimleri kullanıyorsunuz gibime geliyor..

    Oysa daha sade ve şiir formatınızdaki -örneğin aşağıya aşağıya bir kayma değil de yana dogru sağlam birer anlamlı dizeler-bir bütünlük eminim bu birikiminizi büyük ölçüde açığa çıkaracak..

    başarılar dilerim..


    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

Akın Akça