Divana uzanmış hayallere aklımı uzattım
Doğsaydım farklı ülkelerde diye hayatıma laf attım
Hani bir Amerikalı olsaydım şöyle dünyaya tepeden bakan
Orada burada at koşturan, dünyaya uzaydan egemen olan
Veya bir Çinli olsaydım, dünya piyasalarını altüst eden
Dünya sanayilerini çökerten, çil yavrusu gibi oraya buraya gönderen
Veya bir Avrupalı olsaydım kendimi dünyanın efendisi sayan
Hele bir İngiliz olsaydım, dilim dünyaya egemen, dünyada dolaşan
Dünyanın zayıf ülkeleri etrafımda bana efendi diye bakardı
Bir sürü fikir adamı, aydın, bana yaranmak için yarışırdı
Bazı siyasetçiler sürekli methiyeler düzerdi
Beni dünyanın en akıllı, en güçlü, en iyi insanı bilir, yolumu gözlerdi
Şimdi ben, bir zamanlar işgal edilmiş, sonra işgale savaş vermiş bir toplumun ferdiyim
Amerikalı değilim, Avrupalı değilim, Efendi değilim, modern değilim
Bir üçüncü dünya ülkesinin, gariban milletinin ferdiyim.
Ülkemin aydınları, ülkemi işgal edenlere methiyeler düzüyor
Efendiler, ülkemi, fakir ülkeleri soyarak zenginleşirken, insan sayılıyor.
Hani bende insanların ülkelerini işgal etseydim
Aydınlarını, fikir adamlarını, siyasetçilerini ele geçirseydim
Yüzlerine gülüp, arkalarından atacağım kazıkları düşünseydim
Sonra insanlık adına, onurluymuş gibi, pohpohlarla öğünseydim
Beni övecek, göklere çıkaracak bir sürü yalaka üçüncü dünya ülkeleri edinseydim
O ülkelerden, aklını kullanmayan, sorgulamayan aydınları yüceltseydim
Onlarda kendilerini matah sayıp, aydınız, çağdaşız, moderniz diye gururlansalardı
Bir pul için peşime düşüp, hatırımı almak için kırk takla atsalardı
Doğrusu kafam karışık işte
Bilmiyorum hangisi insanlık bu işte
Ülkesini işgal edenlere methiyeler düzüp, onları insan sayanlar mı?
Ülkeleri işgal edip, soyup soğana çevirip, zenginlik taslayanlar mı?
Kendimi, bir orada bir burada gezdiriyorum
Kendimi bir işgalci, bir gariban, bir aydın, bir şakşakçı görüyorum
Kişilik namına gelgitlerim, sinir harbi sanki beni mahvediyor
Kime ne diyeyim, kim için üzüleyim, aklım, kalbim bilmiyor
Kurtuluş nedir, özgürlük nedir, bir türlü aklım almıyor
Zaman geçiyor, sözlerin yalanı çıkıyor, gerçek bana gelmiyor
Gözlerimi açamıyorum, gecenin sessizliğine figanım var
Dünya gözümün önünde, bir yanda çıplak krallar, bir yanda soyulanlar
Çıplak krallar peşinde, yaltakçılar, şakşakçılar, çağdaşlıkta adını bulmuşlar
Dayatmalarını özgürlük saymış, insanlığı, insan haklarını rafa kaldırmışlar
Sabah olacak mı bilmiyorum
Belki olacak, ama ben güneşi görecek miyim bilmiyorum
Bir vakit doğsam, hiçbir insanın yaşamadığı yerde
İkiyüzlülükle, yalanla kirlenmeyenlerle
Doğal bir yaşam sürsem, çiçeklerle böceklerle
Doğayı, insanlığı kirleten insanlardan uzakta kendi kendime
Mümkün mü bilmiyorum, hayal bu, gerçeklikten öte işte
Şimdi olmak varmış, bir Amerikalı, bir Avrupalı, bir Çinli veya Japon
Peşine düşmüş küçük ülkeler, güya gelişecekler insanlık adına tarihleri tapon
Kahramanları yok artık, küresellikte kaybolmuşlar, kimi özgürlükçü, kimi çağdaş, kimi aydın
Bireycilikte çıkarda buluşmuşlar, dindar, radikal, solcu, ateist, yarınları yok gözün aydın
Efendi Amerika’dan emir geliyor, belirleniyor hainler, kahramanlar
Avrupa’dan yasalar geliyor, örülüyor işgaller adına insanlıkla duvarlar
Çin’den mallar geliyor, ölüyor sanayiler, işyerleri, çıldırıyor insanlar
Japonya’dan robotlar geliyor, insana ihtiyaç kalmadı, kaybolsun insanlıklar
Hey bire, çalsın sazlar, oynasın kızlar
Rakı masalarında uçuşsun kurtuluşlar, kahramanlıklar
Amerika’ya, Avrupa’ya methiyeler düzsün sarhoş kafalar
Durmayın ey dostlar, haydi sizde girin sıraya, batıya uçuyor Ankalar
Bugün öğretmenler günüymüş dostum, ne öğrendin, ne öğrettin, sormayan bakışlar
Bir alkış tufanı, batıya kul oluşun kutlu bakışları etrafta, çağdaşlık adına tutuklanışlar
Bir Amerikalı olsaydım, methiyeler düzerdim beni öven öğretmene
Bir Avrupalı olsaydım, methiyeler düzerdim beni öven öğretmene
Derdim, yaşa var ol sen ey insan, âşıksın ülkeni işgal edip, soyup soğana çevirenlere
Bütün ödüllerim sana, plaketler, nişaneler, altınlar, gümüşler, zümrütler peş peşe
Hey gidi günler hey, bir ömür gözümü yumup açıncaya kadar geçip gitti
Bir yalan, bir ikiyüzlülük, insanlık tarihine çizik attı, aydınlık bitti
Ağla sen insan, anlayabilirsen halini, gülerken her deli günde
Gözümü hafif araladım, henüz zaman geçmemiş hala bu günde
24.11.2010 - İzmir
Mehmet ÇobanKayıt Tarihi : 24.11.2010 00:09:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Mehmet Çoban](https://www.antoloji.com/i/siir/2010/11/24/gunde-3.jpg)
kutluyorum......
Selam ve saygılarımla.
selamlarımla
Şiir yazmayı gerekli kılan onca neden,olgu,durum ..var...
Şair'in işi de o zaten.
Şiirin yazılış işlevi ve içeriği çok önemli argümanlar taşıyordu.
Dikkatle okudum;olaylara bakış açısından değerlendirme olanağı buldum.
Kutluyorum bu sorumlu ve duyarlı Kalem'i.
Erdemle.
TÜM YORUMLAR (12)