Güncede Mayis Şiiri - Seyfi Karaca

Seyfi Karaca
5099

ŞİİR


14

TAKİPÇİ

Güncede Mayis

Zorunlu ihtiyaclari kimse kimseye hic bir sartta hicbir devirde hic bir lutuf ve tenezül baglamiyla; ne muhtac, ne muhanet, ne emanet , ne takas, ne takviye, ne tehir , ne erteleme, ne de herhangi bir baska rica minnet ödünc asla ve kesinlikle olmamali ve illakiden elbette…

Fakat doyum ve kirilma noktasini anlamlandirip tanimlayamadiktan sonra deger dagarcigi ve IHTIYAC SINIRININ neresi oldugunu insanin -zaten hayati deneyimleyerek kazanmaya saglayip edinemedigi özgün kisiligi ve özgür karakteri olmadig sebebiyle – kendi iradesi degil, TÜKETiM PIYASASiNIN sart kosul buyruk bagimlilik ve dayatmalari saptayip belirleyecektir. Burada yasamin en tasiyici kolonlari durumundaki barinma, saglik, gida, enerji, ulasim, iletisim, güvenlik, egitim, dil, kültür ana damarlari yanisirasina eglence, sipor, moda, gezi, seyehat, tatil gibileri üretilmis hastaliklardan sagikli dünya mecburen mutlu insanlar yaratip kazanmanin -herkesin ve herseyin baska türlüsüne asla izin ve olsa olsa bagimli kosullarin kusattigi esaret döngüsünde öngörülmüsleri tüketmekler kadar özgür secme yetkisi sahibi olunabilecegine müsadeli – verilmedigi, ona dair, oraya ait, orasina mecbur ENDÜSTRI CARKINI doyurup beslemektir esas ve belirleyic olan.

Hem öyle ya….!

Kapildigi ishtiraslarina yenilmis ve ulasmak istedigi sinirsiz sonsuzlugun ölü hücrelerden bile yeniden gecmisi yaratip HRTLATMAYA kadar kimsenin sahip olmadigi yikarak yapilandirmayi; veya bir baska deyisle ölülere dahi oy kullandirarak rakipsiz olmaya gözü dönmüs gönlü kararmis yapay zeka kabullü hem dibine kadar muhafazakar, hem de görgüsüzlükte gösteriste kibirde yalanda talanda desisede dalaverede hilede haramda hainlikte en pahali ( itibardan israf esirgenmez lüks tüketimli ) en furya, en hurafe, en magazin, en modaya model, en elektroteknik, en soyut, en sahte ve en sosyetik icat edilmis ilahlarin en yetkilisi olmayi bilenmis ve adanmis erismis ulasmis olsa bile, nerden biliyorsun ki disardan herseyi yerli yerindeymis gibi görünen insan etiketli ambalajin, foyasi fiyakasi forsu ve boyasi kavlayip söküldükten sonra, maskelenip saklandigi sahtekarliginin ardinda ve icinde ne irinli iltihapli ve illetlik iniiim inim inleyen yalniz yoksul soguk kristalize olmus ve HORTLAK bir hayati vardir…?!

Mayis bu zaman iste, birer birer milyon kez milyonlarca acti ve soldu bile sapsari üfürsen teeel tel kucaklasip doyasiya görüstügü hayattan kuslarin ve kurbagalarin festival yerinden ucar bir ömre yazili cicekler…

Mayis bu zaman iste takvimsiz kayda düsenlerde birincisi :
Bir cocuk, nefes nefese ögle sonrasi saat üc kavsagindan atlarin yayildigi cayirliga savruldu geldi. Daha pedal dönerken yan tarafta akip giden dereye dogru yuvarlanip giderken bisikletin üstünden sanki araya araya buldugu kesfedilmemislerin en degerlisini bir daha hic kaybetmek istemezcesine, derenin kenarlarindan taze bahar otlari yolup, onun geldigini gören -atlarin belli ki tanidiklari malum- citlere yanasan atlara hem baslarina dökülen yelelerini oksayip öpüp sevdi, hem de alfabesi olmayan kitaplardan cocuklugun diliyle konustu dertlesti sevdi sevildi…dereye yuvarlanan bisikletiyse kirilmis egilmis yamulmus mu, `ben hep yagmurda karda bile atlar disardaysa eger, hergün bu saatte okul biter bitmez, kiz kardesimi ana okulundan alma vaktine kadar buraya gelir, benim olmasalar bile sanki benim atlarimmis gibi ve toplayacagim otlari bekliyorlarmiscasina buraya gelir, onlarla görüsmeden günüm aksam olmaz ` diyorken cocuk, ne direksiyon umrundaydi ne de bisiklet..

Ikincisi : ( Terete mikrofonlu görselinden )

Artvinde boranda yagmurda sogukta boga yetistiricisi, `biz ispanyollar gibi canimiz kadar sevdigimiz hayvanlarimizi alninin ortasindan kilicla yahut kamayla delip girtlaklamayiz. Birbirlerinde güc denerler ve yaralanma ihtimali boynuzlarini törpüledigimiz icin sifirdir. Yarislardan hayatimizi kurtaracak mebla kazanmak derdi degil, onur nisanesi mahiyetinde cüzü miktardir. Günde sayisiz kere diger bütü baska islerden vakit bölüp yakinlik ve alaka ayirmak veya hic getirisi olmadigi halde - hastaligi yemi yiyintisi formuydu antrenmaniydi bakimiydi derken - hep külfiyetli masraflara katlanmak, ailenin en sevgili horantasi gibi boga sevgisine askla bagliligimdandir. Bogam sag ve yanimda olsun , on gün ac susuz kalsam aklima bile gelmeez. Sevmez mi..! Ben onu sevdigim kadar O`da beni seviyor elbette. `..

Bir Ücüncüsü :

Yanacak olan lambalara göre beklemeden gecmeyi hem yorgun hem de hasta adimlarina ayarlayan dizleri fersiz dallari düsük kollarinda alis-veris merkezi yazan posetlerle yukarisi bin bir cesit bayir cicekleriyle bahcelenmis yaya yolundan gecip gidiyorken söylenip duruyordu kendi kendine ` her gün posetin dibi daha fakirlesiyor. Yoksul paranin alim gücü raflarda siritip duran etiketlerden azar yemis gibi eski baktigi yerlerden dümdüz gidiyor. Bir günün nafakasini haftalara bölerek, bir ay digerine hacizli borclu soyulmus sefil düsmüslerin ihtac muhtacinda zar zor dönüp kivraniyor. Üstelik de yapa yalnizim. Üstelik de hastayim. Üstelik de senden iyisi kimse yok sükret zibar, salagina nufus kagidi cikariyorlar iyi mi…ulan hele bilmem neresini neyittigimin tövbe tövbe, tövbe tövbe, tövbe tövbe, tövbe tövbe…`…derken bir yagmur, bir yagmur, Mayis tam da bu zaman iste…

Mayis / 22

Seyfi Karaca
Kayıt Tarihi : 10.5.2022 20:00:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Seyfi Karaca