Günaydın demek isterdim dostlarıma
İki Temmuz'un sıcak sabahında
Yazamıyorum dostlar,kalmayın kusura
İçim yanıyor içim,yangın var yüreğimde
Şarkılar,türküler söylenirken
Sevgi rüzgarları esiyordu gönüllerde
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Silinmeyecek akıllara durgun hünharca işlenmiş
bir feci katliamın yıl dönümünde derin acılarımızı beraberin de pylaştırdığınız şiiinizi saygılarım..Erdoğan Vural
Karanlık gecelerden kopup gelen
Ben allah'ın vekiliyim diyen
Uzaktan kumandalı sivri sakallı
Toplanmıştı yüzlerce geri zekalı
Allah allah diye bağırıyordu
Allah'tan kormayan Allah''sızlar
Yanıyor yüreğim a dostlar
Yanıyor otuzyedi can Madımak'ta
ÜLKEMİZ ÜZERİNDE OYNANAN OYUNLARA, MAALESEF KIYISINDAN, KÖŞESİNDEN AYDINLARIMIZ, VE CAHİLLERİMİZ BULAŞIYOR, DEVLETİMİZ DE GEREKEN GÜÇTE VE BECERİDE OLAMIYOR. HATTA ZAMAN ZAMAN SEYİRCİ KALIYOR. LANET OLSUN LİNÇ OLAYLARINA KATILANLARA VE LANET OLSUN O TEZGAHI KURANLARA MASUM KURBANLARA RAHMET, KATİLLERİNE LANET OKUYORUM CEMAL DOST... SAYGILARIMLA
Günaydın yok bu gün
Gün karardı gündüzden
..................
bir daha olmaması dileklerimle..
kutluyorum.saygılar.
O karanlık günlerin bir daha yaşanmaması dileğiyle
Kardeşlik türkülerini dinliyelim
Yanan yanık sesleriyle ,yaşasın gönüller de her zaman !
Tebrikler !!!!
Yüreği hala yananlara saygılar...
Bir daha böyle vahşetin yaşanmaması dileğiyle...Sevgiler
yaşananlar unutuluyor zaman içinde ama takvimin her dönüşünde insalık ayıbını bir tokat gibi vuruyor insanlığın yüzüne tarih.Dilerim böylesi korkunç sabahlara günadın demek zorunda kalmaz geleceğimiz tebrikler sn Şimşek
Muhibe Akarsu - 35 yaşında, Muhlis Akarsu'nun eşi
Muhlis Akarsu - 45 yaşında, sanatçı
Gülender Aka - 25 yaşında
Metin Altıok - 52 yaşında, şair, yazar
Ahmet Alan - 22 yaşında.
Mehmet Atay - 25 yaşında, gazeteci
Sehergül Ateş - 30 yaşında
Behçet Aysan - 44 yaşında, şair
Erdal Ayrancı - 35 yaşında
Asım Bezirci - 66 yaşında araştırmacı, yazar
Belkıs Çakır- 18 yaşında
Serpil Canik - 19 yaşında
Muammer Çiçek - 26 yaşında, aktör
Nesimi Çimen - 62 yaşında, şair, sanatçı
Carina Cuanna - 23 yaşında, Hollandalı gazeteci
Serkan Doğan - 19 yaşında
Hasret Gültekin - 26 yaşında şair, sanatçı
Murat Güneş Murat Gündüz - 22 yaşında
Gülsüm Karababa
Uğur Kaynar - 37 yaşında, şair
Asaf Koçak - 35 yaşında, karikatürist
Koray Kaya - 12 yaşında
Menekşe Kaya - 17 yaşında
Handan Metin - 20 yaşında
Sait Metin - 23 yaşında
Huriye Özkan - 22 yaşında
Yeşim Özkan - 20 yaşında
Ahmet Öztürk - 21 yaşında
Ahmet Özyurt - 21 yaşında
Nurcan Şahin - 18 yaşında
Özlem Şahin - 17 yaşında
Asuman Sivri - 16 yaşında
Yasemin Sivri - 19 yaşında
Edibe Sulari - 40 yaşında, sanatçı
İnci Türk - 22 yaşında
Kenan Yılmaz - 21 yaşında.
bunlar için son gün alevler içinde aydınlanan bir gündü ve sonra herşey kapkaranlık oldu...Gün karardı, dünya karardı ve bu ülke kara bir leke kazandı...:(
Cemal kardeşim sizi ve duyarlı yüreğinize yürekten kutlarım emek ve yüreğinize sağlık diyorum
Ağıttan Umuda
Kerbelâ’dan Sivas’a yürüyen canlar,
Ağıttan umuda sevgi sel olsun.
Adım adım Madımak’a dolanlar,
Yürekten yüreğe esen yel olsun.
Vurmakla, yakmakla insan tükenmez,
Yandı sanılanlar elbette yanmaz,
Yürekte acılar, ateşler sönmez,
Bizde unutulmaz kara yıl olsun.
Madımak’tan kara kara dumanlar,
Gökteki turnalar, bulutlar ağlar.
Matemde, yasta bahçeler bağlar,
Toprağı deviren alet bel olsun.
Yakmakla,yıkmakla adam olunmaz,
Vakti gelmeyince güller hiç solmaz,
Kardeşlik, barışa nifak sokulmaz,
Sevgiyle yoğrulmuş güzel dil olsun.
Mazlum der yürekten kini atalım,
Pir Sultan toprağına sevgi katalım,
İki Temmuz’ları unutmayalım,
Gönülden gönüle sevgi yol olsun.
16.06.2006
Mazlum ZENGİN
O kara günü br daha yaşamamak dileğiyle yaşatan örümcek kafalıları kınıyor, sizi ise duyarlılığınız için kutluyorum.
İPEKLİ
Bu şiir ile ilgili 10 tane yorum bulunmakta