Sen günaydın dedin;
Gün aydı,
Takvimler geri sardı,
Bahar geldi, yaz ortasında!
Yeşil,
Mümbit bir bahar!
Papatyalar;
Sanki kuruyup boyun bükmemişçesine,
Tüm sevmiyorlardan sıyrılıp,
Hep bir ağızdan haykırdılar;
“Seviyor!”
Güneş;
Sanki yağmurlu bir Nisan akşamı vedası gibi,
Nazlı nazlı…
Mavilik bir göğe doğdu.
Sevdaanın nuruyla aydınlandı, ortalık!
Sen günaydın dedin;
Takvimler değer kazandı.
Sekizi; sekizinci ayın.
Günlerden Cuma evveli,
Bakma kavuran sıcağına Ağustos’un,
Kavrulan ömrümüz!
Başımızda kavak yelleri.
Bir de el ele oluşun var, gitmiyor gözümün önünden!
İzmaritler şahit;
Ben hiç böyle ölmemiştim.
Çok öldüm, üç öldüm, büyük öldüm.
Naaşım yerde kaldı,
Ruhum terketti beni, bedenimde.
Ve ben bu genç yaşımda can verdim,
Ellerinde!
Elin; elin adamının elinde terlerken,
Ve yüzünde yalancı,
Sahici,
Gülümsemen!
Hayalinle yaşamak;
Razıyım!
Esasen bitmedi bu şiir,
Keyfim kaçtı, darbuka yine coştu.
Bastırdı tüm kelimelerin sesini,
Yalnız tek ritim,
Yalnız tek ses; adın!
Sevda diye inliyor temaşa,
Mütemadi.
Sanma ki, bu gam bâki.
Hem vallahi-
Hem billahi;
Gelecek o vakti tecelli!
Kayıt Tarihi : 11.8.2024 16:37:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!