Günaydın
Bir sayfam olsa görüyorum ki tavan arasında, kilerde ardiyede biriken ne çok kıssadan hissem var. Bu birikimlerimi, herkesin bildiği bu meselleri paylaşsam harbiden benim de adamakıllı bir sayfam olur. Ne çok inanmış ne çok aldanmışım; ne çok bel bağlamışım. İnanmasam da inanmak için kendimi zorlamış, bardağın hep dolu tarafını görmeye kendimi disipline etmeye çalışmış empati yapmışım. Arkadaşım, arkadaşlık, ve dostluk öyle sandığımız gibi içi boş bir kavram değil. Kırk gün sırtında taşıyıp, kırkbirinci gün ola ki yorulup sırtından indireni hemen harcamamak lazım.(Bu sırtta taşıma meselesi fiziksel değil tabii ki) Dostum diyorsan hele de yüreğinden öpüyorsan, ekmeği öper yemin eder gibi olmalısın. Çünkü; çünkü söylediğin söz namusundur, kuru kuruya arkadaşlık dostluk olmaz. Dün göklere çıkarıp iyi dediğine bu gün özür dilemen gerektiği yerde bütün yaptığın o manevi binayı yıkman gerekmez. Öyle zeytinyağı gibi üste çıkılmaz, gerçekten benim yaptığım basiretsizlik deyip nasıl gönlünü alırımın telaşına düşmektir dostluk.Hata herkes içindir. ilk hatayı sen yaptıysan sen özür dileyeceksin, arkadaşım dediğinin özelini başkalarıyla paylaşmayacaksın.Bu yanlışın sana sıcak bir dille naif bir sitemle anlatıldığı zaman da hatanı anlayıp susmasını bileceksin. Sıkışınca da alttan vurmayacaksın. Yani sıcak bir yaz günü üstelik ramazansa böyle bir yazıyı yazmam kimine (üzgünüm, yenilgiye uğramış pehlivan gibiyim) göre abesle iştigal sayılabilir; ama, bana göre tam da yeri, tam da günü ramazan ya oruç tutup ibadet etmeye çalışıyoruz ya! ! ! ! ! ! ! Allah'ın bizim ibadetimize ihtiyacı yok, güzellikler yaratmış istiyor ki kullarım güzel geçinsin. Güzel geçinmek güzel ahlakla olur, ki dinimiz bu konularda ne kadar hassas. Bu konularda yığınla ayet ve hadis var. Başkalarının sırları, özelleri yaşamları hakkında ne kadar ketum ve naif davranmamıza dair.Yani herkesin bildiği gibi ramazan, aç açına akşamı beklemek olmadığı gibi, her gün cuma, her ay ramazan her gece kadir gecesi bilinmelidir. Bu yazı gerekli miydi? Bana göre gerekliydi, habire her yerde susmak şöyle erdemli, böyle erdemli diyoruz ya. Konuşmadan, kendimizi tanıtmadan, karşımızdakilerin bir iki iyi halimizle bizleri değerlendirdiği buna benim nazım geçer ne yapsam hoş karşılar; o şöyle iyidir, böyle iyidir demek yanılgısına düşürmek doğru bir davranış olmadığı gibi erken harman kaldırmaktır. (Esas arkadaşlık, dostluk böyle gelişir. zaman gerekir darılmalar barışmalar olur; özür dilemelerle kıymet verdiğini bi şekilde göstermek ve bu dostluk için itina gösterdiğini emek verdiğini hissettirmekle gelişir dostluklar.) Söylediğimiz sözün arkasında durmak gerektiğini, ben biliyorum hatalı olduğum da ilk başta ben özür dilemeliydim deyip harbi olmak ta fayda vardır. Dikkat ediyorum da paylaşımlarımızın yüzde doksanı, birilerinin yüzüne söyleyemediklerimiz alıntı klişe deyişlerle, başka bir vesileyle haddini bildirmek amacını taşıyor. Herkese güzel bir hafta sonu yaşamasını diliyor, ramazanın ahlakımızı güzel ahlakla ahlaklandırmasını rabbimin, peygamber efendimizin ahlakıyla şereflendirmesini diliyorum. İbadetleriniz kabul olsun. Ramazan evlerinize huzur bereket getirmiş olsun. Allah, fakir fukaranın rızkını cimrilerin insafına bırakmayıp kendi hazinesinden ihsan etsin diyor, amin diyorum sevgilerim ve baki selamlarımla her şey gönlünüzce olsun.
Yüksel Nimet Apel
20/Haziran/2015/Cumartesi/Bodrum
Yüksel Nimet ApelKayıt Tarihi : 20.6.2015 16:30:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
İyi de... Yemek, içmek, harcamak 'iyi adam, cömert adam' denmesi bizi 'ahlaklı', dost canlısı, sevecen ve de hoşgörülü yapar mı?
Yapmaz... Öyleyse 'işin sırrı nerede' diye düşünmek, böylesi yazılardan nasiplenmek gerek..
Ne hoş bir Ramazan tebriği idi.. Teşekkürler Nimet Hanım...
TÜM YORUMLAR (1)