Kaç kilogram patlayıcı gerekir,
Bir insanı mutluluktan havaya uçurmaya?
Kapıyı çalmadan
Günaha giriyorum...
Bilmiyorsun,
Gözlerine sürdüğün o ince motifli kalem
Bakışlarının kaderini çiziyor,
Bende isterdim tırnaklarına sürdüğün ojenin renginde
Giyinmeyi lakin,
Olmuyor işte ayağımı uzattığım yorganlar hep belimde
Kalıyor...
Biliyorsun,
Hayallere narkoz etki etmez,
Yürürken düşmeyi,
Yaşarken ölmeyi öğrenmiş
İki ses düşmesinden ibarettir
Bedenim,
Ve hiçbir bağlaç uygun görülmedi
İsimlerimizin arasına köprü olmaya...
Farkında değilsin,
Oksijen karışıyor saçlarının her teline
Nefesimi kirletiyorsun,
Çevreye verdiğin zarar
İçimde ki boşluk kadar,
Bardağın dolu tarafını boşaltıyorum içime
Her metre kareme iki kilogram
Hüzün düşüyor,
Yüzüm düşüyor suya,
Utanıyorum kendimden...
Farkındasın,
Sıradanlığını rafa kaldırdığımın,
Teninin üzerine rastgele
Döşenmiş mayın tozlarını
Topluyorum dilimle,
Yıllanmış şarap kadar
Mayhoş gülüyorsun dizlerimin üzerinde,
Rüzgarını makasla kesmek olmaz diyorum
Vuruyorum kadehin dibine;
Sağlığına sevgili,
Yokluğuna...
Kokusuzluğuna...
Şerefe;
Şerefinin her bir adımına...
Kayıt Tarihi : 30.11.2011 17:45:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Duvaksız Uyaklar
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!