Suskun bir düşünüşle, kaçtıkça yaşanmamış serüvenlerimden
Tedirgin bir sevdanın gül desteleri büyüyor içimde günlerdir
Tanımsız dün yaprakları kopuyor umarsız, yitik günlerimizden
Yağmurlarla yıkanıyor ruhum, gülüşlerinin sunağına yatır beni
Yataklar serdik gecenin karanlığına. Sular geçiyordu altımızdan, çiğnenmiş bir geçmişin izi vardı yüzümüzde. Usulca düşürdük giysilerimizi ayaklarımızın altına ve öpüştük aşkla. Kırmızıyla sevişiyordu artık gece, renklerin dansıyla bedenlerimizi bıraktık şafağa kadar biz, aşkla, tutkuyla.
Anlar doldurduğumuz yaşam kadehiyle buluşunca dudağın tuzlu bir öpüşün izi kalırdı içimizde. Unuturduk parazitli karelerin göğsümüzdeki elim ağrısını. Gözlerin dökülürdü denizlerime çiçekli ırmaklarından, ansızın seni özlerdim. Kuşlar konardı omuzlarıma o anlarda ve ben seninle yaşanmamış bir mevsim düşlerdim.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.