Gülüşleri Özgürlük Kokan Kadınlar

Her anında, haksızlık edenlere hiç müsamaha göstermeyen
Gülüşü açmaya hazır, her bir devrim çiçeği
Ey
Şallı
Fistanlı
Elleri kınalı
Ey
Özgürlüğü tililiyle karşılayan
Cesur ve edepli
Her zaman
Başı dik
Gözyaşlarında
Fırat'ı
Dicle'yi taşyan
Canı yanmış, dili yasaklı
Varlığı
Kadınlığı
Hiç kimseye ait olmayan
Direnerek
Hayata tutunan, yüreği barışa duyarlı kadın

Yaşam kavgasının kahraman kadını
Mutluluk hayalleri
Düşleri
Bakışlarından
Mezopotamya kokan
Kendi gibi
Öylesine özgün
Kendi gibi
Öylesine mert
Kürt kadını
Gülüşün yüreğin kadar sıcak
Özgürlük heyecanı kadar
Uçsuz bucaksız
Yürek, yürek umut dolu
Karanlıkları aydınlatan güneş kadar sıcak ve berrak

Gülüşü sabahın ilk ışınları gibi ışıl, ışıl, gülüşü gül kokan, ey başak tenli
Ne patron takan, ne bey, ne paşa, nede ağa
Baskı, zulüm, işsizlik sende toplanan
İş bulamayan
Okula alınamayan
Kapitalizmi
Faşizmi
Hiç takmayan
Kış, yaz demeden
Kanayan yüreğiyle
Yağmacılara
Soysuzlara
Sömürenlere nispet edercesine
Ekmek parası bulmak için koşuşturan
Bağ, bahçe güzelliğiyle acılara tutunan Çingene kızı

Güzelliğini yüreklere yükleyen
Esmer elleri
Sevda dolu
Oynamayı, raksettmeyi seven
Bir damla ışık
Bir katre su kadar
Çok kıymetli
İncik- boncuk takmayı seven
Giydiği fistanı çiçekli
Yere göğe sığmayan
Dalavere bilmeyen
Acısını içinde gizleyen
Çingene
Kızı
Senin değerin hiç ölçülmez
Sen sen ol, ne olur şunu hiç unutma
Kapitalizm insanlığa cehennemi yaşatıyor, gelsin şu duzenin sonu

Gülüşü her derde devâ, gülüşü buram, buram tıpkı Karadeniz kokan
Selvi boyunda güzelikler, yüreğinde vuslat büyüten
Can alıcı bakışları altında
Gülüşü her mevsim
İlkbahar
Ve
Her bir bakışı
Bir güneş, o güneş ki yüzüne doğan

Her gülüşünde bir dünya bina edilen
Ey
Dünü inkâr
Bugünü inkâr
Varlığı inkâr edilen
Suskunluğu isyan
Gülüşü hüzün kokan
Asi atlar gibi kendi başına buyruk
Tutun, çay, fındık toplayan
Mis kokulu gülleri olan
Toprak gibi bereketli
Toprak gibi cömert
Toprak gibi dost
Tabiat gibi rahmetli
Bir renk çığlığı içinde
Gülüşü gökkuşağı gibi huzur veren
Laz kızı
Şu yaşam kavgasında
Bu hengamede
Bilekleri zincirlere sığmayan
Faşizme yenilmemeye yeminli
Bir militanın
Özgürlüğe olan sevdası
O sevda
O cüret
Öyle sarmış el bileklerini
Bir hükümdara olan
Özgürlüğü ölümsüz kılan asinin direngenliğiyle
Korkuları taşıma yüreğinde! Zulüm nereden ve nasıl gelirse gelsin, diren...

Mehmet Çobanoğlu
23.02.2024
İstanbul