Olmasa olmazdı ne yurt ne de yuva
Eli ekmekli olmaktı tek hedefin
Yeri geldi karşı da koydun soğuğa
Senelerce uğraştın kendin didindin.
Birazda kenara bırakayım dedim
Sana bir öykü anlatacağım
Hep çocukluktan bahsederler
Hiç büyümek istemezler
Sen hiç çocukken büyüdün mü?
Küçük ellerinle çalı, çırpı toplayıp
Karşılıksız fedakarlıklar verdin.
Bizi gönülden, yürekten severdin.
Bizlere bakabilmekti tek derdin.
ANNEM, meleğim, sensin ilk sevgilim…
Aç kalsan da yemedin, hep yedirdin.
Sızlıyor can dostlarım dokunmayın yarama
Kara kundak sarılmış benim beyaz sevdama
Sebepsiz neler girdi bilmem senle arama
Kara kundak sarılmış benim beyaz sevdama
Gören iki gözümdün sen aynadaki yüzüm
Zehrettiğin hayata geri dön de bak da git
Sakın bende kalma ha, düşlerimden ak da git
Gitmeden önce düşün hesap ver ince ince
Daha olmadı bir de iftiralar art da git
Ey gönlümü yeniden alevlendirenim
Ey özleminden sarhoş olduğum hoş sadam,
Gecelerimi sabaha çevirenim
Yokuşlarımı düze devirenim
Sana’dan sana geliyorum
Maharetlidir ellerim,
İnanamazsınız neler bilirim
İlmek ilmek işler
Sonra karşısına geçer
“Eserimdir “ der seyrederim.
TÜRKÇE HARFLERİN GEOMETRİK ŞİİR İNŞASI
Prof. Dr. Nurullah Çetin
Gülten Ertürk,Harflerin Dansı “Asonans ve Aliterasyonlarla Şiirler” adlı bu çalışmasıyla Türk şiirinde bir ilki başardı. Zekice bir düşünüş ve buluşla Türk şiirinde şimdiye kadar yapılmayan, düşünülmeyen bir yeni deneme gerçekleştirdi. Âdeta bütün Türk harflerinden geometrik bir şiir yapısı kurdu. Şaire, çalışmasında abece sırasıyla bütün Türk harflerini sırayla şiirlerde kullandı. Hem mısra başlarında, hem kelime başlarında hem de kelime içinde yoğun olarak aynı harfi kullanarak A’dan Z’ye bütün Türk harfleriyle yoğunlaştırılmış şiirler demeti ortaya koydu. Şaire, sırayla mısra ve kelime başlarında aynı harfleri kullanmakla kalmadı; şiir içinde de aynı harfi yoğunlukla kullanarak ünlü ve ünsüz ses tekrarlarına dayalı bir şiir dizisi ortaya koydu.
Bu çalışma, şekil bakımından önemli olduğu kadar, Türkçemizin bir başka zenginliğini de ortaya koyması bakımından önemlidir. Zira biz bu çalışmayla gördük ki, Türkçemiz, aynı harfin yoğun olarak tekrarlandığı kelime kadrosu bakımından oldukça zengindir. Her harfin hem kelime başlarında hem de kelime içlerinde zengin bir biçimde kolayca yer alabildiği başka bir dil yoktur. Mesela A harfini kullandığı ilk şiirin başlığı A ile başladığı gibi şiirde geçen kelimelerin tamamı a ile başlıyor. Bununla da kalmıyor; bütün kelimelerde a harfi belirgin biçimde sıklıkla tekrar ediliyor. Şiir, neredeyse bütünüyle denilecek ölçüde a harfinin yoğun kullanıldığı kelimelerden oluşmaktadır. Ondan sonra gelen şiir, B harfiyle başlıyor ve şiirdeki bütün kelimelerin ilk harfi b olduğu gibi kelime içlerinde de yoğun olarak b harfinin tekrar edildiğini görüyoruz. Böyle böyle Z harfine kadar gidiyor.
Gülten Ertürk’ün bu çalışması görüldüğü kadarıyla büyük bir emek ürünü. Gülten Ertürk, Türkçemizin bütün kelime kadrosunu didik didik etmiş, hepsini elekten geçirmiş, süzmüş, hepsini uyumlu ses yoğunluğuna göre tasnif etmiş ve anlamlı bir çalışma ortaya koymuş. Şaire, şiirlerinin tamamında kelimelerin ilk harfinin aynı olması için büyük bir emek harcamış. Bu çalışma bize Türkçemizin ne kadar simetrik, paralel, geometrik, zengin bir dil olduğunu gösterdiği gibi; yoğun ünlü ve ünsüz harf tekrarıyla ve hece vezniyle Türkçemizin şiirde ne kadar ahenkli bir yapı üretebildiğini de gösteriyor.
On beş Temmuz gecesi tüylerim diken diken
Bir türlü olamadı sabahlarımız erken
Ey sen beyni bulanık, sen kapılara bağlı
Ne istedin ülkemden? Çürümüş içi ağlı
çok güzel.......
Gülten Sultan,bu güzel şiirlerini antoloji üyeleri ile paylaştığı için teşekkür ediyor başarılarının devamını diliyorum.