Bugün günlerden sen...
Kaç aydır gül benzin solgun.
Doğa bile inatlaşırken mevsimlerle, pes etmek niye?
Kendine gel ve kendini yenile. Önce ne istediğine karar ver.
Hayatta ıskaladığın veya ertelediğin nelerin yasını tutuyor yüreğin?
O güzel gözlerinde yaşanmamış ne hayaller gizli.
Bu hayatı başkaları için yaşamış gibiyiz. İyi bir evlat, iyi bir eş, iyi bir anne, iyi bir arkadaş, iyi bir insan; iyilerin içinde kayboluyoruz, kendimizi bulamıyoruz, kendimiz olamıyoruz be arkadaşım, kendimize iyi davranamıyoruz. Sonra koca bir hiç oluyor ömür dediğin, maskelerle dolaşıyoruz. Sahte gülüşlerin arkasına saklanıyoruz ama gözlerimiz bizi ele veriyor, bir kez daha gözlerimizin içine bakanlara ben gerçekten iyiyim diyoruz. O da yalan... Koca bir yalan... Bazen kelebeklerle ve çiçeklerle kendimizi ne güzelde özetliyoruz ve başkaları yüzünden kendimizi sorgularken buluyoruz.
İşte bur da geç kalınmışlığın sancısı, arkada kocaman bir hiçliğin anlamsızlığı oluyor. Geç kalınmışlık diyorum canım, geç kalınmışlık. Oysaki nefes aldığın sürece hiç bir şey için geç değildir. Ya ertelememek lazım ya da susturmamak, yutkundurmamak lazım içindeki çocuğu. O nefes alıp verdiği sürece içinde her zaman umut vardır. Bir şans verirsin kendine, gülümsersin kazanmak istercesine.
Gülten Alp
Şu anlamsız dünyada
boyumdan büyük kederler taşıdım.
Daha çocukken anlamıştım,
bu hüzün benim can yoldaşım...
Biz birbirimizi yaraladık sevgili, daha ne olsun.
İyi insan olmamız gururumuza engel olmadı.
Uzaktan izliyoruz şimdi, resimlerle hasret giderip.
Anlamak anlatmak bu kadarmı zordu sevgili...
Yürüdüm gecenin orta yerinde caddeler boyu.
Sokak lambaları aydınlatmıyordu, içimdeki karanlığı. Yağmur yağıyordu, içim yangın yeri.
Sor beni, sar beni kimsesiz çocuk gibiyim,
kayboldum bul beni...
Saçlarında savrulup giden yılları görebiliyorum ya o gözlerinde beliren hüzne ne demeli. Ellerin hep bi sus pus konuşmak yersiz oluyor bazen yalnızlığına çekiliyorsun ve yine susuyorsun ve yine durgun denizler gibi sessize alıyorsun kendini. Çocukluğunu yanında taşıyorsun, çocukluk özlemi yitip giden zamana karışıyor hayal meyal hatırlıyorsun. Hep arkana bakmadan yürümek zorundasın hızlı adımlarla yoğun ve yorgun başın önde. Bu ne telaş aynı durağın yolcusu bu ne telaş
İşte bir buruk gün daha askıda çeketi, kapının önünde ayakkabısı duruyordur. Belki köstekli saati belki kasketi siyah beyaz resimleri yürekde anıları derin sızısı ve bitmez sevgisiyle bir buruk gün daha yaşanıyordur...
Babanız yanınızdaysa şükredin ellerini öpün sevdiğinizi söyleyin.
Yoksa duaya çevirin özleminizi acınızı çiçeklerle donatın toprağını...
Yaralı bir gülümseme.
Gözlerin keder ülkesinde.
Suskunluğun hangi dilde çevrisi olur ki,
Hayata yarım başlayanların,
buruk hevesinde...
Canım kelimesi ne güzeldir.
Sevgidir, sıcaklıktır, samimiyettir, değerdir.
Hararetli tartışmada bile insanı bir anda kuzuya çevirir. Birilerinin canı olmak ne güzeldir,
öyle değil mi canım...
Bir kadın kırdı zincirleri.
Yırttı gözlerindeki perdeyi.
Biraz deli, biraz cesur.
Yaktı ezberleri, susturdu herkesi.
Giydi hayallerini, savurdu külleri.
Aldı kırmızı gülleri.




-
Uğur Şahin
Tüm YorumlarTebrik ederim
“Yere” mim olmadan “yâre” lam olmaz.
Görmemişken bile, yüreğim kaldıramaz.
Cemalini göreyim, cennetten de geçerim
O Kevser şarabını, gece gündüz içerim.